Muzaffer Çetin

Avatar photoPosted by

Şereflikoçhisar’ın eski esnaflarından ağabeyim Muzaffer Çetin (1939-2021) Çayırönü (Cavlak) Köyü’nde doğmuştur.

O yıllarda eskinin seyyar tüccarı anlamında çerçicilik yapan, köy köy dolaşarak yün alıp satmakla ticaretini yapan Niyazi’nin ilk hanımı Fadime Hanımdan olan Muzaffer, 1947’li yıllarda babasının ilçeye taşınması ile hayatına Şereflikoçhisar’da devam eder.

Ömrü, ticaret ile geçen Muzaffer Çetin, manifaturacılık mesleğinin kıdemlilerinden idi. Kardeşi Ekrem için, babasının başlattığı sarraflık mesleğinde de uzun yıllar hizmet vermiştir.

Hayatının bir döneminde Avusturya’da çalışır ve sonrasında ilçeye baba mesleğine döner. Esnaflığın getirdiği hayatî bir alışkanlık ve maharet olmalı ki insanlar ile münasebetinde başarılıdır. Büyükle büyük, küçük ile küçük olur. Çocuklar ile olan münasebeti onun bir başka yönüdür ki o cana yakın konuşmalarını, yaptığı hareketleri görseniz, seyreder kalırsınız. Muhtemeldir ki onun çocuk sevgisi, çok evlâd sahibi olmasında aranmalıdır.

Aynı yıl doğumlu hanımı Saime Hanım ile henüz delikanlılığının ilk döneminde evlenir. İlk evladı Yurdagül vefat eder. Sonrasında Yıldız, Mualla, Mücella, Songül, Fadime, Birol, Tecella ve Şükran ile sekiz çocukları olur. İkinci hanımı Kâmile Hanımdan ise Erol ve Şengül ile vefat edenle beraber toplam on bir çocukludur.

Evinde disiplinli olmasıyla kendisinden çekinilir iken sevdirir de ki bu, onun sevgi ve saygının beraberce uygulanabilirliği özelliklerdendir.

İlçenin ilk motosiklet kullanıcılarındandır. Nsu marka motosikleti ile köy köy dolaşarak dükkânın alacaklarını tahsil eder. Sonraki yıllarında Hacı Ford ismini taktığı Ford Taunus arabasını yıllarca kullanması, bir eşyanın kullanılmasındaki istikrar ve sebatını gösterir. Eli maharetli ve sohbette tatlı dillidir.

Komşuları ile münasebetlerinde yardımcıdır. Yardım ve hasenatını reklamsız yapar. Belediye İş Hanı’ndaki mescidde uzun yıllar yardımcı olur.

İlerleyen yıllar onun ticari hayatını nihayete erdirir. Yıllardır burnunda tüten ata toprağı Cavlak Köyü, onun ilk olduğu gibi ahir ömrünün de son ocağı olur.

Köyün kadim muhtarı olan Hamza dedesinin tadilatı yapılan evinde oturur. Köy meydanına bakan ev, aynı zamanda camiye de çok yakındır. Cami, onun, dünyada iken ahirete açılan penceresi idi. Cami penceresinden uhrevî istikbal hissedilir, kısmen yaşanır. Bu sebep ile olsa ki ruh, namaz sonrası huzura ermiş olarak dünya hayatına devam eder. O, bunları yaşayarak tecrübe ediyor, o heyecan ile camideki hizmetlere de yardımcı oluyor, imam ile sıkı bir samimiyeti ediniyor.

Huzur bulduğu ikinci bir alan da toprak ile uğraşmasıdır. Hakikaten toprak insanı çekiyor. Bütün kavgalar da toprak için değil mi?

Evin önündeki küçük bahçeyi yeterli görmemiş olmalı ki Kadıobası Köyü tarafındaki Gülündüşen mevkiindeki bahçe, onun için apayrı bir teneffüs bahçesiydi.

Gülündüşen’de; gülün düşen yaprakları gibi hayatından; yaprak misal günleri ve yılları, sırasıyla düşmeye devam eder. Her geçen gün, insanı bir adım daha mukadderat basamağına sevk eder. İnsan, yeni bir basamakta yaşama heyecanı ile adımı atarken, nelerin beklediğini ne yazık ki bilemez. Hakikaten insan çok cahildir.

Ve Muzaffer Çetin, bir yatsı sonrası üç basamaklı hayat merdivenin son basamağını da çıkar, ancak sahanlık artık onun için namazlarında hissettiği âlemin de ilk basamağına geçiş yeri idi. Muhtemeldir ki o esnada, sonraki âlem, insanoğluna gösterilir ve yine muhtemeldir ki o, görür ve heyecanlanır, dengesi kaçar ve yıkılır. Artık, bu hayattan ayrılmaya ciddi bir sebep hazırdır; yere düştü, kafatasını çarptı ve nihayet beyin kanaması, ölüm sebebi olur.

İşte, hayat serüveni budur. Doğdu, büyüdü; amellerini kazandı ve onun ile muhasebeye gidilerek bu hayata nokta konuldu.

Allah, rahmet eylesin, mekânın Cennet olsun Ağabeyim. Âmin

Mehmet Çetin

18 Mayıs 2021 Yeni Foça İzmir

2 comments

  1. Çok değer verdiğim
    Kardeşim Sayın Mehmet Çetin

    Her canlıysanız bizler ölüm dediğimiz o acı gerçeği mutlak tadacağız, ne var ki sona kalanlar önden gidenlerin de ölüm acılarını hissederek yaşamaktadırlar.
    Birde ailesinin küçüğü ve Rabbisi de izin ve ömür verdi ise hele de bu aciz ağabeyiniz gibi çok yaşamış bütün büyüklerinin çoğunu eliyle uhrevi aleme gönderip innellahe maassabirin. dedi ise bu alemin sabır alemi olduğunu da anlamış oluruz.
    En sevdiklerimizi ana baba kardeş bacı ve evladı iyalimizi ,bizlere iki cihanda yaşamayı öğreten hocalarımızı meslek erbabı yapan ustalarımızı yol gösterici mihmandar üstatlarımızı birer birer yolcu edip arkalarından bakakaldığımızda aynen sizin gibi deriz yada yazarız.
    İşte hayat bu doğdu büyüdü kazandığı amelleri ile muhasebeye (mahsup) yaptırmaya gitti hayatına nokta koydu ,buyurduğunuz veçhile bir anlık geliş – gidiştir.
    Allah cc adını anarak gülüp iman Bahçesinden gül kokusu veren Resul’ünün cemalini görenlerden manevi mutluluğa ererek ölenlerden olmayı nasıp eylesin.
    Sayın Çetin sizlere Rabbimden hayır ve huzurlu uzun ömür ,niyazı ediyorum. Baş sağlığı ve sabırlar diliyorum. Acınızı paylaşıyorum.
    +90 543 470 37 72. Avni Çiçek

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir