Her şey geçer!
Nasıl mı?
Şöyle:
Şu anki hâlinizden önceki geçen zaman diliminde çektiğiniz bütün huzurlu ve huzursuz, iyi ve kötü, hayır ve şer, fayda ve zarar gibi her ne var ise hepsi sanki birbirine nöbetleşe değişmedi mi? Bir süre sağlıklı olan hayatın yerine hastalıklı hayata; bu da bitince tekrar sağlıklı hayata, o da bitince yeniden hastalıklı hayata gibi geçerek dönüp durmadı mı? Hastalık da sağlık da geçici olduğunu defalarca tecrübe eder dururuz bir hayat boyu.
Birisini bekliyorsunuz, ya da bir sonucu; beklediğiniz zaman çok uzun ve sıkıntılı zannedilirken nihayet beklenilen gelir ve o sıkıntılı hâl geçiverir.
Sevdiğiniz gurbetten gelir, mutluluğunuz zirvede ama bu hâl geçicidir zira ayrılık çatıverir, ardından gurbet ve hasret dönemi başlar.
Niçin bunlar böyle?
Hayat, içinde her ne var ise bu dünyaya bakan yüzüyle geçici de ondan desem, hem de bunu beraber mütalâa etsek olur mu?
Dünyanın ve içindeki hâllerimizin üç yüzü vardır. Birincisi Allah’ın isim ve sıfatlarının aynası olması noktasından etrafımızda, tabiatta tecelli eden her hâl, Onun sıfatının tezahürüdür, bu noktasıyla o hâl geçici değil bakidir. İkincisi, ahirete bakan yüzüdür ki ahiretin tarlasıdır. Dünya tarlasında her ne işleniyorsa ahirette onunla muamele görüleceği için bu hâlin de muhafazası gerekir, dolayısıyla bu yüzü de bakîdir. Üçüncü yüzü ise insanın heves ve arzularıyla oyalanmasına bakar. İşte bu yüzüyle ortaya çıkan her ne ise hepsi geçicidir, fanidir. Demek istediğimiz ise bu yüzündeki her hâl, geçer, gider, yerine bir başkası gelir, sonra o da gider, bir başkası daha gelir ve vazifesini tamamladığında o da gider.
Her şey geçer, diyoruz da eğer geçmesini istediğiniz hâlleriniz var ise işte o zaman bir sırrı dahi buradan paylaşmak gerekecek o zaman.
İnşirah Suresi’nin ayetlerinde “Şüphesiz, zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Gerçekten zorlukla beraber bir kolaylık vardır.”, şeklinde geçen teselli ve şifre verici ifadeler, rehber olmalı.
Zorluğun sonunda, demiyor, zorlukla beraber, hem de iki defa tekrarıyla beraber işaret var.
Asr Suresi’nde sabır tavsiye edilir ve kurtuluşa götüren davranışlardan olarak sıralanır.
Üçüncü Lem’a, bu konuda reçetedir, Otuz İkinci Söz’deki muhabbet bahisleriyle…
Her şeye mana-i harfiyle bakıldığında hakikaten her şey geçicidir. Mana-i ismiyle bakıldığında üzücü olduğu gibi. Eşyanın zatına âşık olan eleme; manasına talip olan huzura adaydır. Kalbini dünyaya bağlayan zarara, kesbini dünyaya bağlayan kâra taliptir.
Üç dilimli zamanın, geçmiş ve gelecek zamanı şu an mevcud değildir sadece şimdiki an mevcuttur, dedik ama o bile geçti, yenisi geldi. O zaman, geçenlere dokunmayalım hem de meşgul bile olmayalım, şimdiye bakalım. Şimdiki zamanın çok kısa olan “an” dilimine bütün sabrımızı toplayalım ve tahammül edelim, hata yapmamaya gayret edelim. Bir sonraki an dilimleri geldiğinde aynı sabır ve gayrete devam. Kuvveti ileri ve geriye dağıtmadan şimdiye yoğunlaştırmamızla kuvvet bulan moralli duygularımızla, o, geçmesini istediğimiz hâlin biteceğini, geçeceğini düşünerek, iyi günleri düşünerek, gayret ve dua ederek sabretmekle bu işin sırrını çözmüş oluruz, inşaallah.
Her şey geçer, derken geçmesini istemediğiniz hâller var ise elbette bunun da bir çaresi vardır. Bu takdirde yapacağımız iş, yine geçmiş ve geleceğe dağıtmadığımız ama şimdiki zamana topladığımız sabırlı gayretimizle “an”ı iyi, faydalı, huzurlu, kaliteli ve verimli değerlendirirsek netice itibariyle o “an” ın bıraktığı hâsılat ve hatırat, inşaallah uzun ömürlü olacaktır.
Geçmez zannettiğimiz nice şeyler var ki hakikaten geçmiş, gitmiş, biz yenisiyle oyalanırken. Akan suya damlayan mürekkebin rengi, nasıl geçip gidiyorsa, her şey geçer, gider. Yeter ki geçen o hâller hatırlanmaya değsin, kaliteli olsun, huzur versin ki nihayeti hayırlı olsun.
Kasas Suresi’ndeki “Her şey helâk olup gidicidir-Ona bakan yüzü müstesna-. Hüküm ve hükümranlık Onundur; siz de Ona döndürüleceksiniz.” diye ifade edilen 88. ayetiyle duamızı tekrarlamamız lâzımdır. Allah’tan alıkoyacak her şeyden eli çekmek; fâni ve geçici şeylerle kalbî alâkayı kesmek, dünyayı geçici bilmekle mümkün olacaktır. Her şeyi Allah için yapmakla mümkün olacaktır. İşte bunun manalarını saklayan “Ya Bâkî entel Bâkî Ya Bâkî entel Bâkî, Ey Bâkî olan Allah bâkî ancak Sensin! Ey Bâkî olan Allah bâkî ancak Sensin!” sırlı zikri de unutulmamalıdır.
Mehmet Çetin
13.12.2021 Yeni Foça İzmir
Dr. Orhan Kaşlıoğlu
Gaflet edip ihtiyacımız olan bir sırrı hatırlatmanız güzel olmuş.