Çocukluğumuzun bayramları

Avatar photoPosted by

Çocukluğumuzun bayramları

Bayram sabahında, bayramlıklarımızla uyanır, onları akşamki koyduğumuz yastığın yanında görünce sevinerek kalkardık. Bayram namazından gelen babamızın elini, bayramlıkları giymiş olarak öper, bayram harçlığımızı alırdık. Yapılan kahvaltının ardından naylon torbamızı alarak bayramlaşmaya, şeker toplamaya giderdik.

Bayramlaşmaya genelde grup hâlinde giderdik. Grubun lideri kapıyı çalar, açılan kapıdan ilk görünenin eline, öpmek için elimizi uzatırken gözümüzle de diğer elindeki şeker tabağına bakardık. Hâli vakti iyi olanlar çikolata, orta hâlliler kağıtlı şeker, diğerleri de akide şeker verirdi. Çok daha iyi olan, hatta çocukları çok sevenlerin de para verdikleri unutulmaz hatıralardandır.

O zamanlar poşet pek yoktu, bildiğimiz naylon torbalar vardı. Daha öncesinden girmediğimiz ya da kapısını çalmadığımız evleri, bayramda giriyor, bayramlaşıyor ve âdeta kendimize göre sosyalleşiyorduk. Bayram vesilesiyle uzaktan gelen akrabalarla görüşüyor, çocuklarıyla oynaşıyorduk. Toplanan paralarla mahalle bakkalına giderek çıtır pıtır, mantar, füze en fazla aldığımız şeylerdendi, kızlarınkisi de malûm oyuncak bebeklerdi.

Bayram, kış aylarına hele hele karlı havalara denk gelirse o zaman kışlıkları, gocukları giyerdik.

Bazan, namaz ve kahvaltı sonrası bazan da ertesi günü kabir ziyaretine gidilir, orada yatan ecdadımıza dua ederek, vefamızı gösterir, bağımızı tazelerdik. O küçük yaşta kabristanı gezmekle içimiz biraz ürperirdi ki, bereket versin büyüklerimiz yanımızda idi.

Eskiden bayramlar, kaynaşmaya büyük bir vesileydi, tatile çıkmaya, yakın akrabalardan kaçmaya değil. Her şeyin yeri olduğu gibi hayat da dengeli götürülmelidir. Yerin yurdun karıştırılması, dengenin bozulmasına, hesabın kitabın tutmamasına ve ardından değerlerin yıkılmasına, yuvaların bozulmasına sebep olmaktadır. Aslını, kökünü sımsıkı muhafaza eden fırtınadan etkilenmez.

Çarşıdaki heyecanın sebebi, bayram çocuklarıydı. Bayramlaşmanın ardından ailelerden alınan izinle gruplar hâlinde çarşı pazar dolaşılır, gezilirdi. Oyun yerleri, elbette çok azdı ama biz yine olanla mutlu oluyorduk, o zamanlar olanla mutlu olmanın yolunu öğretenlerimiz vardı.

Okulların bahçeleri genelde top oynadığımız alanlardı. İlk mektebin son sınıflarında iken öğretmenlerimizin evlerine biraz çekinerek bayramlaşmaya giderdik, doğrusu ilk yıllarda gidemezdik.

Büyük bidon kapaklarından arabamız vardı, paramız yetmese de telden bisikletlerimiz de vardı. Daha sonraki zamanlarda satılan oyuncak arabaları almaya başladık. Topal Yaşar’dan Dondurmacı Mahir emminin dondurmaları hârikaydı doğrusu. Sonraki zamanlarda Cüce Sait’in, Şakir dayının dondurmaları unutulmadı. Aşşıklarla oynar, katır çevirir, bilyalarımızla oynar, tezek yığınlarının arasında saklambaç oynardık.

Bilirim sizin hatıralarınız hem çoktur hem de her biri ayrı ayrı değerlidir. Her bayramda o hatıraların hayaliyle maziye gider, çocukluğumuzun yıllarına iner, anıları hasretle yaşar ve günümüze döneriz. Dönmekle kalmaz, hemen yanı başımızdakine duygu dolu onları nakletmeye başlarız, ‘Bizim zamanımızdaki bayramlar…’ diye.

İnsan, hayaliyle vardır ve onunla yaşar. Hepinize hayırlı, huzurlu, sağlıklı bayramlar diliyoruz.

Mehmet Çetin

17.04.2023 Yeni Foça İzmir

 

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir