Geçen fırtına bulutlarının dağılmaya başlamasının ardından toparlanmak, zayiatı tesbit ve tamir ile beraber gelecek için ders çıkarmak aklın gereğidir.
Hizmet anlayışında beraber olanların genel manada birlik içerisinde olma sorumluluğu ile beraber bireysel farklı değerlendirmenin olacağını ve uygulandığını yaşanan hadiseler gösteriyor. Farklı düşünen kardeşlerimize gösterilmesi gereken,
mümkün olduğu kadar tahammül, hadise sonrası onların muhafazasını sağlar. Onlara düşen ise şûra kararına fiilen uymak ya da fitneye sebep olmamak için sessiz kalarak saygı göstermekle beraberliği sürdürmektir. Ayrılma isteği veya aşırı zarar verme durumu istisnai bir haldir.
Yapılan istişareler yaklaşan hadiselerde istikamet ve beraberliği sağlamada gerçekten çok önemlidir aynı zamanda cemaat olmanın gereğidir. Şûralar ile şahs-ı manevi her zaman zinde ve etkili tutulmalıdır.
Fıtratı heyecanlı, sabrı kısa, tahammülü az, mütalâası noksan olanların hata yapma ihtimalinin yüksek olacağı gerçeği; sakin, sabırlı, mütehammil ve müdakkik olanları göreve davet ederken diğer taraftan imtihanını da hatırlatır.
Bediüzzaman’ın mizaç farklılıklarına dikkat çekerek çok sıkı tutulmaması manalarındaki tavsiyelerini hatırlayalım. Yaşanılan hadiseler sonrasında alınan veya tavsiye edilen kararların Risale-i Nur mesleğinin esaslarına uygunluğunun farklı düşünenler tarafından bir daha incelenmesi yerinde olacaktır. Bu değerlendirme, mütereddit olanları rahatlatarak beraberliğe kuvvet verecektir. Önceki Ömer’in rahatsız edilmemesi adına geçmişi deşmeden geleceğe bakılmasının kalbi fütuhatlara vesile olacağını da unutmamak gerekir. Böylece geçen fırtınadaki sıkıntılar asgariye düşürülerek yeniden muhabbet, uhuvvet ve azami irtibata çalışılmalıdır.
İmana muhtaçlara yardım etmek, zayıf olanları kuvvetlendirmek, mevcutları da zinde tutmak hizmeti her zaman ve şartlarda devam ettirilirken rahmet-i İlahiyenin inzaline vesile olan ittihad ve ittifaka paratoner olmak da bizim vazifemizdir.
Rahmetli Zübeyir Gündüzalp’in desteği ile neşir hayatına “Lahika” vazifesi ile devam eden Yeni Asya, okuyucularının arasındaki irtibatın sağlanmasında her zaman olduğu gibi bundan sonrada devam edecektir. Bu cümleden hareketle Risale-i Nur mesleğinin esaslarından taviz vermeden, şahs-ı maneviyi zinde tutma adına kopan fırtınalarda Hakkın ve doğrunun hatırını yüce tutarken kardeşlerine şefkatle muameleyi vazife bilir.
Her zamanın bir dersi olduğu gibi fırtına bulutlarının dağıldığı zamanda da sükûnete davet edici dersler, kardeşlik sohbetleri kuvvetlenmelidir. Unutulmamalıdır ki Allah’ın rahmeti birlik ve beraberliğin tecelli ettiği cemaat üzerinedir.
Mehmet Çetin
10 Ağustos 2014 Doğanbey Beyşehir Konya
Fırtına estiyse ve siz o fırtınada, fırtınaya karşı durduysanız mutlaka ve mutlaka dal veya dallar kırılmıştır; eger derseniz ölen ölür kalan sağlar bizimdir bilemem , bence tedbirinizi fırtına öncesi alaydınız iyiydi derim ……
“Lahika” lar ışığında “Risale-i Nur mesleğinin esaslarından taviz vermeden” çalışmaların yapılması gerekiyor.Bunların dışına çıkıldığında uhuvvette kalmıyor meşverette saygı da kalmıyor sevgi de kıran kırdığı ile kırılan kırıldığı ile kalıyor.