Müminler arasında bozgunculuk, ayrımcılık ve düşmanlığa (nifak-şikak-adavet) sebebiyet veren tarafgirlik-inat-haset pek çok noktalarla beraber insanın şahsi hayatında önemli yaralar açmaktadır.
Tarafgirlik, insanın yapısı icabı ilginç bir tutkudur ve iradesine sahip olmada zayıf olanlara önemli hatalar yaptırır. Fıtratta mevcut olan tarafgirlik doğru yolda kullanılırsa istikametini bularak bir nimet olarak sebat ve sadakat makamında değerini bulur.
Bu yazımızda söz konusu ettiğimiz tarafgirlik, maraz halini alan hâlidir. Maraz hâlindeki tarafgirlik; bir fikre, meseleye, sisteme veya herhangi bir şeye “hak, adalet, doğruluk” gözetilerek değil de, herhangi bir çıkar veya yakınlık için körü körüne meyletmek, yapışmak, sahip çıkmak şeklinde tarif edilebilir. Hiç şüphesiz bu, tehlikeli bir damardır.
Yaşanan olaylardaki tarafgirliğimiz tahlil edildiğinde, hakkın tecelli ettiği cepheye geçebiliyorsak, bu durum olumludur. Ancak hâlâ bulunduğumuz noktada hakka rağmen, görüşümüzde ısrarlı isek durum tehlikeli demektir.
Denilebilir ki, “Hak, benim bulunduğum cephededir.” Bunun doğrulayıcısı ne olacaktır?
Bediüzzaman’ın, garazkârane tarafgirliğin tahlilinde yaptığı değerlendirmeden bir ölçü çıkarabiliriz. Mütedeyyin bir ilim ehli, kendi siyasi fikrine muhalif salih bir âlimi tekfir ederek çürütmesi değerlendirmenin birincisidir. Kendi fikrinde olan münafık birini hürmetkârâne methetmesi de değerlendirmenin ikincisidir.
Günlük hayata tatbik ederek şöyle ifade etmek mümkündür: Dâhil olduğunuz grubun görüşüne muhalif salih bir insan tekfir edildiğinde veya yine grubunuzdaki münafık birine hürmetkârâne methediliyorsa tarafgirlik, marazi bir hâl almıştır.
Bu vaziyetteki marazî tarafgirlik fertten başlayan psikolojik ve topluma yönelik sosyolojik bir maraz hâlini almış, ferdin ve cemiyetin iç hayatındaki birlik ve dirliği ifsat eder potansiyeldedir.
Marazî tarafgirliğe iten sebeplerden ihtilaf ön sırada yer alır. Tarafgirlik hak namına olsa haklılara sığınak olur. Ancak şimdiki gibi garazkârâne, nefis hesabına olan tarafgirlik haksızlara sığınaktır, dayanak noktasıdır. Çünkü garazkârâne tarafgirlik eden bir adama şeytan gelse, onun fikrine yardım edip taraftarlık gösterse, o adam o şeytana rahmet okuyacak. Eğer mukabil tarafa melek gibi bir adam gelse, ona –hâşâ- lânet okuyacak derecede bir haksızlık gösterecek, gurubunun/partisinin hatalarını tevile çalışacak.
Maksatta ve esasta sağlanan birlik ve ittihadın vesile ve vasıtalarındaki farklılıklar ihtilafa sebep olmamalıdır. Bu farklılıkları rahmet ve zenginlik görmek gerekir. Gerçeğin her noktası bu farklılıklarla ortaya çıkarılmalıdır. Ortaya çıkarılan hakikatler uhuvvetin kuvvetlenmesine yardımcı olmalıdır.
İhlasın düşmanı, uhuvvetin müfsidi, hukukun yıkıcısı tarafgirlikten hepimizin uzak durması, geçici siyaset rüzgârlarının hatırı için ahiret kardeşliğinin zedelenmemesine dikkat etmek ehl-i hamiyetin şiarıdır.
Mehmet Çetin
28 05 2015 Çiftehavuzlar Çiğli İzmir