Risale-i Nur’da Japon konuları-10
- Beşinci Şua ile alâkası nedir?
Bu suali sormamızın sebebi, Beşinci Şua’nın İkinci Makamı’ndaki Onuncu Mesele’de geçen şu ifadedir:
“Bir vakit Rusya’yı mağlûp eden Japon Başkumandanının sureti, bir ayağı Bahr-i Muhitte, diğer ayağı Port Arthur Kalesinde olarak gösterildiği gibi, şahs-ı manevînin dehşetli azameti, o şahsiyetin mümessilinde, hem o mümessilin büyük heykellerinde gösteriliyor.”[1]
Beşinci Şua’da izahları yapılan Hadis-i Şerifler ile Japon’un alâkası var mı? Beşinci Şua’nın Onuncu Mesele’sinde; âhirzamanda gelecek mühim şahısların olağanüstü güçlerinden bahisle o gücü temsilen, Japon-Rus Harbi’nde muvaffak olan Japon Başkumandanın çizilen karikatürü ile dile getirilir.
Japon konusunun, Beşinci Şua ile irtibatlanmasına kaynak olan bir eser var, o da ilk dönem Nur Talebelerinden Safranbolulu Mustafa Osman’ın, Afyon Cezaevinde mevkuf iken, Afyon Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki savunmasıdır. Söz konusu müdafaanın ikinci maddesinde şu ifade geçer:
“Savcılık makamının, “mevzudur” diye gayr-ı ilmî iddia ettiği hadisin, hadis kitaplarında sahih olduğu; hadis âlimlerinin kabulüyle ve Hürriyetten evvel Meşrutiyet Devri ulemasına Japonya’nın ve İngiltere Anglikan Kilisesinin sorduğu sualler münasebetiyle, o devrin allâmeleri olan İstanbul âlimleri, Bediüzzaman olan müellif-i muhtereme sorarak, şimdi ismi Beşinci Şua olan eserde görülmekte olan o zamanki bu hadisin tevilen cevaplarını o ehemmiyetli âlimlerin kabul edip itiraz edememeleriyle sahih olduğu kat’î sabittir.”[2]
Buradan anlaşılan şu: Japonya ve Anglikan Kilisesi’nin sualleri arasında âhirzamandaki hâdiselere işaret eden hadisler var. Sonrasında, Bediüzzaman o söz konusu hadis-i şerifleri tanzim ve tasnif ederek Beşinci Şua namında bir risalede toplar.
On Beşinci Mektup’ta da Japonya Başkumandanın karikatüründen bahis var. “Rivayetlerde Deccala ait tavsifat-ı müthişe ona işaret eder. Bir vakit Japonya’nın Başkumandanının resmi, bir ayağı Bahr-i Muhitte, diğer ayağı on günlük mesafedeki Port Arthur Kal’asında tasvir edilmiş; o küçük Japon Kumandanının bu surette tasviriyle, ordusunun şahs-ı manevîsi gösterilmiş.”[3]
Aynı konuyu teyid eden bir eser daha var. Bediüzzaman Said Nursi’nin, vaktiyle Denizli Adliyesine verdiği dilekçenin aynı maddelerini bu defa Afyon Ağır Ceza Mahkemesine de verir. “Afyon Müdde-i Umumîsi ve Mahkeme Reisi ve Azalarına” başlıklı uzun dilekçenin Üçüncü Esas başlığında geçen ifade, bu konuda delil mahiyetinde sayılmalı. O ifade şöyledir:
“Bundan kırk sene evvel ve Hürriyetten bir sene evvel İstanbul’a geldim. O zaman Japonya’nın Başkumandanı, İslâm ulemasından dinî bazı sualler sormuştu. Onları İstanbul hocaları benden sordular. Hem çok şeyleri o münasebetle sual ettiler.
Ezcümle, bir hadiste, “Âhirzamanda dehşetli bir şahıs sabah kalkar, alnında ‘Hâzâ kâfirün’ yazılmış bulunur” diye hadis var deyip benden sordular.”[4]
Mehmet Çetin
06.02.2022 Yeni Foça İzmir
[1] Şualar, s. 617
[2] Şualar, s. 598
[3] Mektubat, s. 72
[4] Şualar, s. 388