Ramazan ayındaki oruç, İslâm’ın beş şartından biri olduğu gibi İslâm’a sembol olmuş iş ve ibadetlerin en büyüklerindendir.
Oruç; doğrudan Allah’ın rububiyetine bakar. Rububiyetine, yani; Cenab-ı Hakk’ın, her zaman, her mahlûka muhtaç olduğu şeyleri vermesi, terbiye etmesi, tedbirlerini alması, malik olduğu ve onları beslemesidir. Bu noktadan kul, oruçlu olduğunda Rabbinin; emrettiği ve yasakladığı kurallar çerçevesinde, kendisini terbiye ettiğini anlar. Rızkını veren Rezzak’ın; her şeyin Malik’i ve Müdebbiri (tedbirini alan) bir yaratıcısı olduğunu bilir, anlar, inanır ve emrine itaat eder.
Yeryüzü âdeta büyük bir sofra olarak donatılmış. Bu sofrada insan; ummadığı bir şekilde ihtiyacını görürken, Rahman olan Allah’ın, kullarını merhameten beslemesi anlamını ifade eden rahmaniyetini idrak eder. Yeryüzü aynı zamanda Rahim olan Allah’ın, diğer varlıkların da hayatlarının devamı için gıda ve ihtiyaçlarını merhameten karşılaması anlamındaki rahimiyetini anlar.
Bir üst makama yapılan talep, bireysel değil de toplu olarak yapılırsa kabulü daha fazla mümkündür. Yapılan isteğin ferdîlikten küllîliğe dönüşümü de diyebiliriz. Ferdî olarak yapılan duanın, toplu ibadetlerde ferdîlikten küllîliğe yükselmesi Allah katında kabule daha yakın olduğu rivayet edilir. Beraberce yapılan sahur ve müştereken açılan iftarlardaki hâlimizle yapılan duamızı bu grupta değerlendirebiliriz. Ramazan orucu bu mânâyı da hatırlatır.
Açlık çekilmeden açın hali anlaşılmaz. Oruçla kalınan açlık ile aç olan fakirlerin hâli, bizzat yaşanarak anlaşılır. İftar vaktindeki bir parça kuru ekmeğin, bir damla suyun ne kadar kıymetli olduğu o açlıkla idrak edilir. Böylece, bir damla suya, bir kuru ekmeğe muhtaç olarak hayatlarını geçirenlerin hâli bizatihî yaşanarak, o kardeşlerine merhamet duygusunun gelişmesine yardımcı olur, zemin hazırlar.
İftar vakti, insana haddini bildirir. O kadar mal ve servete sahip olanın oruçlu iken yemesi yasak olan yiyecekler iftar sofrasında önünde hazır olduğu hâlde, elini uzatamadığını, onlara hakiki malik olamadığını, ancak “buyurun, orucunuzu açabilirsiniz” izni geldiğinde sahip olacağını anlar, yaşar ve iradesini sabırla terbiye eder. Evet, oruç; sabır ve şükrün anahtarıdır.
Hayırlı Ramazanlar.
Mehmet Çetin
02.06.2017 Bostanlı İzmir