Kitaba ne kadar yakınız?

Avatar photoPosted by

Birkaç yönden mahir birini görünce hayrette kalırız. Sorulan sorulara çoğunlukla yeterli cevaplar vereni dinledikçe hayran oluruz. Kaleme aldığı mevzuları tatmin edici yazılarını okudukça yazarlarını takdir ederiz.

Niçin bunca hayretleri duyuyor, bu kadar takdir ediyor ve hayran kalıyoruz? Neler yapmışlar da takdir toplamışlar?

Gösterilen ilgiler, arzu ve keyfe uygun şekilde günün geçmesine vesile olabilir belki. Elbette bu bir tercih meselesi olup ve saygı duyulacak bir husustur. Buraya kadar bir diyeceğimiz yok. Lâkin o maharetli ustanın, her soruya cevap veren bilginin, yazılarıyla takdirleri toplayan yazarın, o noktaya gelme aşamaları incelendiğinde, kitap okumanın katkısının büyük olduğu anlaşılacaktır.

Bilgi; gezi, gözlem ve okumak ile kazanılırken, bunların nakli ise kitapla yapılmaktadır. Hayran kaldığımız, takdir ettiğimiz insanlar, okudukları kitapların sayesinde o başarılara ulaşmaktadırlar. Onlar bu başarılarını okudukları kitaba yakın olmakla temin ettiler. Peki, biz, kitaba ne kadar yakınız?

Bu nokta, bizi, en azından yapılan bir maçın izlenmesi veya bir güzellik yarışmasının veya bir dizinin merakla takip edilmesi kadar ilgilendirmesi gerekir.

Oyun sahalarının kalabalıklarını görünce insan seviniyor. Yapılan bir eğlence programına gelenlerin çokluğu, coşkuyu artırıyor. Peki, kütüphânelerin tenhalığına ne diyeceğiz?

Yeni nesil çocukların oyuncakları, bir, belki birkaç oyuncakçı dükkânı açar. Bir, sadece bir öğrencinin; ilkokuldan üniversite bitimine kadar, elinden geçen kitapları, bir kitapçı dükkânı açılacak kadar oluyor mu?

Verilen hediyeleri gördükçe içim burkuluyor! Hediyelerin pek çokları da misafir odasındaki vitrinin süs malzemesi olarak kullanılıyor. Onları, kendi günlük hayatımıza kullanmak şöyle dursun, sıradan misafirlere kullanmayı bile esirgediğimiz vakidir. İçimi burkan bir başkası ise bazı salon vitrinlerinde süs malzemesi olarak bulundurulan ansiklopediler ve kitaplardır. İşte bunların sahifelerinin hiç eskimemesidir, beni üzen. Siz ârif insanlarsınız, ne demek istediğimi pekâlâ anlarsınız.

Hediyelerimizin arasına kitapları da ekleyelim, diyeceğim, lâkin evvelâ kitabın öneminin anlaşılması konusu beni durduruyor. Nereden başlayayım, nasıl anlatayım?

Çocuğumuzun ağzına bir kaşık yemeği vermek için nasıl isteklendiriyor, teşvik ediyor isek, aldığımız bir kitabın okunmasını da bir o kadar teşvik etmemiz gerekir. Ama o kitaba onu yönlendirmek için evvelâ bizim, o eseri okumamız lazım ki, içindekileri anlatarak heveslendirelim.

Atılan tohumun boşa gideceğini zannetmeyin. Tıpkı size vaktiyle anlatılanları günü geldiğinde hatırlayıp, kullandığınız gibi. Hayat tekrarlarla bütünleşirken, siz de size yapılan eğitimden ders alarak evladınızın daha başarılı olmasını istiyorsanız, kitaplı eğitimine dikkat ve gayret ediniz.

Mehmet Çetin

25.02.2018 Bostanlı İzmir

 

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir