Allâh’ın Sıfatlarına Genel Bir Bakış

Avatar photoPosted by

Allâh’ın Sıfatları- 4

Allâh’ın sıfatları konusunda insanlar günümüzde olduğu gibi geçmişte de dalâlete düşmüşlerdir. Bunlar Allah’a inanmanın yanında yine Allah’ın zatına münasip düşmeyen sıfatlar ilave ederek adeta kafalarında kendilerine mahsus farklı bir ilâh icat ederek inanmışlar ve bugünlere gelmişlerdir. Günümüz insanı da Allah’ı inkâr etmemekle beraber saygı adına sınırlamalar, tenzih adına kalıplar getirerek inanmışlardır.

Dün şirk açık ve alenî idi, bugün şekil değiştirerek gizlendi ve yaygınlaştı. Zaman zaman bu tuzağa düştüğümüzü görüyor ve tazece iman getirerek tecdit-i iman yapıyoruz. Dikkatli olmak lazım. Asr-ı Saadet bize rehber. Allâh (cc) Kur’an’da, Resul-i Ekrem (asm) hadislerinde nasıl tanıtmış ise bizde öylesine iman etmeliyiz.

Selefinin; Allâh’ın (cc) isimleri üzerinde hemen hiç fikir tartışması yapmadan ama yapılan bütün münakaşa ve ihtilaflarının ise sıfatlar hakkında olması dikkat çekici. Bunun sebebi de ismin, Zattan sayılmasının daha makul olacağı değerlendirilmesindendir.[1]

Allâh’ın (cc) isimlerinin varlığı nasıl kabul ediliyorsa, sıfatlarını da isimsiz düşünmemek gerek. Geçmişte selefin, farklı isimler verse de esasında sıfatın etrafında dönmüş durmuşlardır. Eş’ari ve Maturudî açıkça sıfat derken diğerleri başka isimlerle tesmiye etmişler. Mahiyet olarak değişmeyen bu isimlendirmeler ve sıfatlandırmalar esasında terminolojiyi ilgilendirir tartışmalardır.[2]

Bediüzzaman, selefin âlimlerin görüşlerini destekleyerek her İlâhî isme bir İlâhî sıfatın mukabil geldiğini ifade eder. Mutezileye karşı selefi desteklerken felsefeye rağbet edenleri de küfre atmaz, mübalağalı gidenleri ise adi (âmî veya sıradan) bir mümin derecesinde değerlendirir.[3]

Üstad, Allâh’ın (cc) sıfatlarını gruplandırırken selefin yaptığı gruplamayı toparlar. Zihinde kalmasını kolaylaştırıcı kelime ve manaları kullanır, konuyu merkezde tutar. Âdeta daha fıtri olan şekilde nakleder. Bu konuyu inşaallah devam edecek makalemizde de  ifade edeceğiz.

Risale-i Nur Külliyatı arama motorlarında Bunlar bize bir şeyler söylemek isteyen sessiz tespitler sanki. İlim erbabını davet ediyorlar. “sıfat-ı selbiye” hiç geçmiyor, “sıfat-ı sübutiye” sadece Ayet-ül Kübra’da bir yerde geçiyor, “Sıfat-ı seb’a” birçok yerde geçiyor. Ben ilâhiyatçı değilim, Risale-i Nur’u mütalâa etmek isteyen basit biriyim.[4]

İşaratü’l-İ’caz’da Allah’ın kudreti, ilmi, iradesi, kelamı, zati sıfatlarıdır, Zât-ı Akdese lazımdırlar.”[5], ifadesi ile Allâh’ın (cc) Zatının olmazsa olmazı olan lazıme-i zaruriyesi denilen bu lüzumlu sıfatları hem zati sıfatlarıdır derken, genel klasörle ifade etme anlaşılır; hem de zati sıfatlarıdır ifadesi ile de ne ayni ve ne gayri sıfatlarının tarif ve tanımında ifade ettiği görülüyor. Bunu teyid eden Külliyatın pek çok yerinde deliller var. Onuncu Söz’ün hatimesinde “Madem, Kadîr-i Mutlak’ın kudreti zatîdir,..”[6] ve  hem kudret zatiyedir, tagayyürü kabul etmez. Hem aynı zamanda kudret lâzımedir,”[7] ifadelerinde kudretin zati sıfatlardan sayıldığını okuyoruz.

Umumi manada bütün sıfat-ı İlâhiyeyi, yani Allah’a ait sıfatları “Zatî sıfatlar” genel klasörü, kategorisi ve unvanı içerisinde ifade ederken hususi olarak ve tesmiye etme noktasından da bahsedilen üç gruba adeta üç dosyaya ayırır. Bu üç grubdan olan ne ayni ve ne gayri sıfatlarından kudret, ilim, irade, kelam sıfatlarını zati sıfatlar olarak ifade ettiğini görüyoruz. Üstad böyle ifade ederken yıllardır bildiğimiz, okuduğumuz ve nakledilene göre kudret, ilim, irade, kelam sıfatları ise sübuti sıfatlar grubunda yer almaktadır. Bildiğimiz sübuti sıfatlarını Eş’ari yedi, Maturidi ise tekvini ilave edip sekiz olarak ifade ederken Üstad burada kudret, ilim, irade, kelam olarak dört sıfatı zati sıfat olarak ifade etmesi dikkati çekmekte. Ama Ayet-el Kübra ve diğer yerlerde ise yedi tanesini sıralar.

Mehmet Çetin

07.03.2012.Çiftehavuzlar-Çiğli-İzmir


[1] Süleyman Kösmene, R.Nur’da Esma-i Hüsna, sh. 27

[2] İslâm Ans. TDV, c.2, sh.486.

[3] Sözler, sh. 884

[4] Bu kardeşinize şu yazıları yazmak için araştırmama vesile olan Mehmet Sait Bayraklılar kardeşime  teşekkür ederim.

[5] İşarartü’l-İcaz Sh.345

[6] Sözler, sh. 154

[7] İşarartü’l-İcaz, sh. 226.

One comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir