Cennete girmenin şartı konumundaki hakiki imanın takviyesi olan uhuvvet ve muhabbeti aradım bu günlerde. Onu, kendi cemaat ve grubunda yaralı ama dışındakilere kırgın bir halde buldum. Samimiyette tereddüt; yaklaşımlarda taassup, tarafgirlik, garazkârlık, husumet, gıybet, hakaret, tahtiecilik cenderesinde hapsedilmiş haline üzüldüm.
İman edenler arasındaki garazkârane tarafgirlik; husumet, ihtiras, menfaat gibi dağıtıcı sıfatların etkisi ve tahriki ile kardeşliğe ciddi ölçüde zarar veriyor. Bugünün yarını var, seçimli tartışmalar bittiğinde kardeşane duygularla ehl-i iman aynı safta nasıl bir araya gelecekler? Hepimizin selametinin hedefi olan Allah rızası için yapılmayıp, bağlı bulunan grup ve anlayış için yapılması en acıtıcı ve rahatsız edendir.
Yazılı, görsel ve sosyal medyadaki karşılıklı hakaret, dışlama, ötekileştirme, tahrik ve gerginlik dolu ifadeler tam bir fecaat. Yapılan tercih, işlenen günah ile dinden dışlanmalar tarihe kötü bir iz bırakıyor. Bütün bunların arasında üzülerek rahatsız olduğunuz ve hatırlatmak istediğiniz konuları yazıyorsunuz, onu da şahsımızda özelleştirerek karşı yorumlarda bulunuyorlar. Kavl-i leyini hatırlatırken muhatabımız başka arayışlarda, bazıları da şu yazının altında buzağı ararlar.
Yakınlarımızla bir sohbetteyiz. Sohbet, mecburi istikamet olarak gündemdeki siyasi tartışma konularına kayıyor. Öylesine ateşli devam ediyor ki yol üzerindeki uyarı levhalarına dikkat etmeyen şoför gibiler. Bir fırsatını bulup yapılan münakaşada su-i zan, gıybet, dedikoduyu yapanın günah hanesine yazıldığını hatırlatıyorsunuz. Bazıları hak vererek fren atıyor ama biraz sonra umumi havaya uyarak gaza basıyor.
Yaşanan hadislere ışık tutacak sohbeti dinlemek üzere, şevk ve heyecanla gidiyorsunuz. Arabanızda son zamanların gündemini ziyadesiyle üzerek işgal eden siyasi meselelerdeki suallerine cevap bekleyen kardeşleriniz var. Sohbetin ilk dersi her zamanki gibi imani konu ve ikincisi de gündemin konusu idi. Dersin bitiminde ayaküstü tamamlanan sohbet dönüşünde arkadaşlarınız ikna olamadıklarını ifade ediyorlar. Bu memnuniyetsizlik daha sonra sohbetlere devamsızlığı netice veriyor.
Ailede eş, evlat ve kardeşler arasında, cemaatte arkadaşlar, cemiyette insanlar arasındaki menfi tarafgirliğin neticelerinin önceki asırlarda olduğu gibi bu zamanda da yaşanıyor. Bu tartışmalar toplum ve insanımızın manevi hayatına bu kadar zararlı neticeler vermesi artık intibaha sebep olmalı. Aynı yastığa baş koyanların siyasi meselelerden dolayı yastıklarını değiştirmelerinden önce kusurlu davranışlarını değiştirmek daha doğru değil midir?
Kardeşimizin iman sohbetlerine gelmesine engel olan siyaset, yerin dibine batsın! İnsanları dağıtan, gerginleştiren, ötekileştiren siyaset, ne dünyamıza ve ne de ahretimize fayda sağlar? İçim kan ağlıyor! Elim, haberleşmek için telefona; ayağım, kucaklamak için kapısına yönelmeye tereddüt eder hale geldi. Ne olacak hâlimiz? Değdi mi bu kadar inatçı ve taassup tarafgirliğe? Ferdi nefislerden müteşekkil sosyal ene fitnesinden, kim yara almadan kurtulabilir? Değdi mi bu kadar kalpleri kırmaya, husumet ve gıybete? Hani insanların tercihlerine saygı vardı? Tercih edilenin kazanması, kardeşimi kaybettirdikten sonra neye yarar, sorarım size ey ehl-i vicdan!
Değdi mi?
Mehmet Çetin
05 08 2010505 08 2014 Doğanbey Beyşehir Konya