Risale-i Nur’da “olmasaydı” ifadelerinin kaderî tahlili 2
Mütalâası yapılacak bir başka metin şudur:
“Benim kat’î kanaatim gelmiş ki, buraya girmemizin inayet-i İlâhiye cihetinde bir ehemmiyetli sebebi, sizsiniz. Yani, Nurlar, tesellileriyle ve imanın hakikatleriyle sizi bu hapis musibetinin sıkıntılarından ve dünyevî çok zararlardan ve boşu boşuna gam ve hüzün ile giden hayatınızı faydasızlıktan bâd-ı heva zayi olmasından ve dünyanızın ağlaması gibi ahiretinizi ağlamaktan kurtarıp, tam bir teselli size vermektir.”[1]
Hapishanedeki arkadaşlarına mektup yazan Bediüzzaman, onları teselli etmek için kesin kanaatini açıklar. Hapishanede kalma musibetinin getirdiği sıkıntı, zarar, hüzün, gam gibi şeylerle meşgul olup hayatı boşu boşuna kaybetmektense Risale-i Nur’daki hakikatler ile meşgul olup, çareyi orada arayarak, dünya hayatlarının ağladığı gibi ahiret hayatının da ağlamasının önüne geçilebileceği müjdesiyle tesellisi ederek, talebelerine seslenir.
Risaleden alınan metindeki ifadelerde de geleceğe ait değil, aksine vuku bulmuş hâdise hakkında teselli ve tavsiye vardır. Vukuat ile kaderin irtibatlandırılması söz konusudur.
Başa gelenlerden alınacak derse yönelik, olmasaydı kullanımına bir örnek metin daha var, o da şudur:
“Acaba bu yirmi sene zarfında iman-ı tahkikîyi pek kuvvetli bir surette bu vatanda neşreden Risale-i Nur olmasaydı; bu dehşetli asırda, acip inkılâp ve infilâklarda bu mübarek vatan, Kur’ân’ını ve imanını dehşetli sadmelerden tam muhafaza edebilir miydi?”[2]
Bu metinde de bahsedilen şey vukuattır. Risale-i Nur’un, ehl-i imana kuvve-i maneviye, ehl-i küfre mâni olması, tecrübe edilmiş bir vakıadır. Dolayısıyla vukuu olmuş bir hâdise üzerinden ders çıkarılmaktadır, geleceğe yönelik değildir.
Mütalâası yapılacak bir başka metin de şudur:
“Evet, kader, Risâle-i Nur talebelerini bu meclise çağırdı. Ve mücahede-i maneviye inkişaf etmesinin hikmeti; onları, bu hakikaten çok sıkıntılı olan medrese-i Yusufiyeye sevk etti. İnsan zulmü ve bahanesi bir vesile oldu. Onun için sakınınız; birbirinize, ‘Böyle yapmasaydım ben tevkif olmazdım’ demeyiniz.”[3]
“Olmasaydı” ifadesinin hatalı kullanımlarına misal olan bu olan metin, vuku bulan hadiseden sonra kadere teslimiyet ve rızaya işaret etmesi ayrı bir önem kazandırır.
Metinde; manevî mücahedenin inkişafının, hapishane hayatındaki çok sıkıntıların yaşanmasıyla mümkün olduğuna işaret edilir.
Söz konusu kemalin kazası da insan zulmüyle olmuştur. Arka plândaki hakikatlerin görünmesi gerekirken, zahirdeki sebeplere takılan kişiler, birbirine kırıcı ifadede bulunmamalıdırlar. Bilinmelidir ki kadere itirazı hissettiren ifadelerle insan başına belâ açar, rahmete itiraz eden rahmetten mahrum kalır.
Mehmet Çetin
29.11.2022 Yeni Foça İzmir
[1] Said Nursi, Sözler (YAN, 2016), s. 178
[2] Said Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gaybî (YAN, 2016), s. 248
[3] Said Nursi, Lem’alar (YAN, 2017), s. 443