Reşat altını basımının izdüşümleri
“Zaman bir büyük müfessirdir, kaydını izhar etse, itiraz olunmaz.”,[1] vecizesi, Reşat altını basımında yaşanan süreci âdeta tefsir etti.
İslâm’da Kuyumculuk isimli kitabımızı hazırlarken vaktiyle Darphâne Müdürlüğü ile yapılan yazışmalarımızda dile getirmiştik.[2] Sonraki zamanlarda ise Yeni Asya Gazetesi’ndeki Mütalâa köşemizde[3]yazıp web sitemizde dile getirmiştik.[4]
İşte bu noktada hâdiselerin gelişmesi ile zamanın her şeyi açıkladığı, daha anlaşılır hâle getirdiğine dikkat çekeriz. Hem de zamanın plânında kayıtlı olan bazı hususların vakti geldiğinde gerçekleşeceği ihbarı, o zaman, diyelim ki yapılmış olsa idi buna itiraz etmememiz lâzımdır, zira tekraren ifade edelim ki vakti geldiğinde her şey zuhur ediyor.
Osmanlı altınlarının bugüne kadar basılamamasının sebebini tartışmak ne kazandırır, ayrı bir mesele ama artık basılıyor olması, o anlayış ve zihniyetin bir fayda vermediği, belki de yaşanan gelişmeler şart kıldığı, belki de bilemediğimiz gerekçelerle bugüne geldik ve artık basılıyor, buna da şükür. Vesile olanlara da teşekkürler.
Böylelikle Osmanlı altınları etrafında dönüp duran pek çok kötüye kullanımların önü alınmış oldu.[5] Sahte ya da ayarı düşük olana karşı alınan tedbirlerin sürekli güncellenmesi de ayrıca tebrik edilecek bir husustur.
Yeterli mi? Elbette değil, çünkü hayat devam ediyor, devam eden hayatın gerekli kıldığı şartlar istikametinde yeni, güncel, bilimsel ve ekonomik tedbirler alınıp, uygulamalar yapılmalıdır. Bunlara vesile olanlara ve hatta olacaklara da şimdiden teşekkürler.
Darphâne, altın basımı konusunda üzerine düşen vazifelerden birini daha yerine getirmelidir ki şu cumhuriyet ve ziynet serisindeki tarih basımı konusu yeniden ele alınmalıdır.[6] Altın basımında tarih, israfın kapısıdır. Fizikî olarak bir fark oluşturmuyor. Ülkemizde bazı şehirlerde tarih farkını dikkate almayan alım satım uygulamaları, bunun önünü mahal olarak almaktadır.
Söz buraya gelmişken altın basımında alınan işçiliklerde kâr güdülmemelidir. Devlet tüccar değil, hizmetkârdır. Altın basımında kâr değil de maliyetin esas alınması makûldür. Bu vesile ile merdiven altı basımına giden yol, engellenmiş olur. Doğrunun yapılmasındaki zor şartlar, hatanın yapılmasına sevk eder, bu unutulmamalıdır. Şüphesiz zorlukla beraber kolaylık vardır ama elden geldiği kadar doğruyu yapmanın şartlarının kolaylaştırılmasına yardımcı olunmalıdır. Yaşanılan zaman, her ne kadar teknolojinin getirdiği imkânlarla kolaylaşsa da bir o kadar belki de daha fazla başka sıkıntıları da beraber getiriyor ya da sanal sıkıntılar, menfaate dayalı ekonomik sıkıntılar, küresel şartların gerekçe gösterildiği problemler oluşturuluyor. Bu sebeple kolaylaştırmalı, güçleştirilmemelidir.
Zaman, kendinde saklı olan her şeyi vakti geldiğinde ortaya çıkarırken bugün yapılamaz gibi olanların da yarın yapılıyor olması ümididir ki bizi sıraladığımız tarih israfı, işçilikte maliyetin esas alınması, vatandaşın alım gücüne cevap verecek belki de daha az ağırlıklı yeni altın çeşidinin Darphâne eliyle basımının da gerçekleşeceği beklentisi, bizi ümitlendirir, diyelim, Darhâneden esecek meltemin altında.
Ne dersiniz?
Mehmet Çetin
16.08.2022 Yeni Foça İzmir
[1] Bediüzzaman Said Nursi, Eski Said Dönemi Eserleri (2017), s. 184 (Münazarat)
[2] Lütfen bakınız: İslâm’da Kuyumculuk (2017), s. 57, 58
[3] https://www.yeniasya.com.tr/mehmet-cetin/3-darphane-resat-altin-basimina-baslamali_457674
[4] https://www.mehmetcetin.de/darphane-resat-altin-basimina-baslamali/
[5] Bak. https://www.habergold.com/resat-altin-104-yil-sonra-yeniden-basildi/3486/
[6] https://www.mehmetcetin.de/altinda-tarih-israfini-durduralim/
Eline sağlık Mehmet hoca güzel açıklamışsın bilgi edindim selamlar
Gram altını da ya devlet basmalı eğer basamıyorsa kaldırılmalı