İyilik, nasıl iyilik getirir?

Avatar photoPosted by

İyilik, nasıl iyilik getirir?

Bilirim, ülkemin hemen her yerinde, ama siz deyin, dünyanın her yerinde, uzatmayalım, insanın bozulmadığı yeryüzünde; iyilik, iyilik getirir; kötülük de kötülük getirir.

Yazımızın hatıra kısmı komşum Mehmet Akgün tarafından nakledilmiştir. Gençliğinde, iş ortağı Diyarbakır’lı Rauf Yaralı’dan defalarca dinlediği yaşanmış ibretlik hâdise şöyle cereyan eder.

Rauf Bey, Diyarbakır’ın işlek bir kahvesinde nargilesini içmekte iken meydanda bir gürültü kopar. Kalabalık bir insan grubu, ortalarına aldıkları birisi ile şiddetle tartışırlar ki kıyamet kopmadan müdahale eder. Dertlerinin ne olduğunu sorunca, herkes konuşmaya başlar ama bir şey anlaşılmaz ve o genç adama sorar, o da anlatır:

Bu arkadaşlar, benim Guleman’daki krom madeninde çalışanlardır. Ücretlerini ödemek için, İstanbul’dan gelecek ödemeyi beklediğimi, gelince hemen vereceğimi anlatıyordum ama kabul ettiremedim.

            -Anlaşıldı! Ne kadar borcun var bunlara, diye sorar. Genç adamda söyler. Nakliye kamyonlarının tahsilât parasını yeni alan Rauf Bey, cebindeki o paradan çıkarır verir. Parayı şaşkınlıkla alan genç iş adamı Sıtkı Davut Koçman, hemen oradakilere ücretlerini verir. Kalabalık dağıldıktan sonra Rauf Beyin yanına teşekkür için vardığında, kendisini hiç tanımadığı hâlde bunu nasıl ve niçin yaptığını, sorar. O da, kendisine hayatın, insan sarrafı olmayı öğrettiğini, o sebeple itimat ederek verdiğini anlatıp, ne zaman müsait olursa ödeme yapmasını da tembih eder.

Bu ifadeler Sıtkı Davut’u derinden etkiler. Böylesine bir yardım ve yaklaşım onu etkilemesinden öte kendisinde bir prensip edinmesine de vesile olur. İnsandaki her prensibin, hemen her alışkanlığın bir geçmişi, onu derinden etkileyen bir muharriki vardır ki hayat boyu yer eder, yön verir. İşte bu nev’i alışkanlıklarda maharet odur ki bunlara hâkim olup, onun bizi değil, bizim alışkanlık ve prensiplerimizi ayırıcı, kontrol edici olmamızdır.

Türkiye’nin büyük iş adamı, Muğla’nın babası Sıtkı Davut Koçman, artık hayata daha bir güven ve cesaretle devam eder. Gördüğü bu iyilik, onun hayatında mühim iz bırakmış ve hayatı boyunca iyilik yapa gelmiştir, eserleri bunun delilleridir.

Gel zaman, git zaman; hayatın içindeki sınavların değişik bir cephesi olsa gerek ki istikbalin büyük iş adamı Rauf Yaralı, o yıllarda iflas eder. Sıkıntı, her şeyin muallimidir. Bu bataklıktan nasıl çıkacağını düşünürken aklına Koçman gelir, doğruca yanına gider. Bakalım Sıtkı nasıl cevap verecek?

Rauf Bey başından geçenleri anlatırken hiç vakit kaybetmeden vefa sahibi Sıtkı Bey, telefona sarılır, yetkili personeline Fısk Lastikleri acenteliği ve Morris Kamyonu bayiliğinin Rauf Beye verilmesini söyler. Rauf ağabeyine de ödemelerde rahat olmasını ifade eder.

Yemek faslında başlarından geçeni paylaşırlar, aralarındaki yakınlık baba-oğul derecesine yükselir, vefanın, darda kalana yardım etmenin huzurunu karşılıklı yaşarlarken atinin nesline örnek olurlar. Hayata güzel bakan, güzeli görür; güzel şeylerle meşgul olur, kötülere de tedbirli. Başkalarına hüsn-ü zan eder ama tedbiri de elden bırakmaz. Eşya ve hâdiselerin olumlu tarafıyla meşgul olup, kötü görünenlerinden ders çıkarır. İnsanlar ile münasebetlerinde müsbet hareketi şiar edinir, ümitvar olur. Hayatı, bir faaliyet ve hizmet alanı bilir, vazifesini yapar; safa verenleri tercih edip, cefa verenlerden uzak durur.

İhtimaldir ki Koçman, yardımsever büyüğü Rauf Yaralı’dan aldığı o mühim dersi, koca bir hayatı boyunca iş dünyasında yardımseverlik örnekleri ve memlekete verdiği kıymetli müesseseleri ile geçim ve kazançlarına yardımcı olduğu nice insanların dualarını almıştır, tıpkı üniversitesinde okuyan talebelerin, hastanesinde tedavi gören hastaların yaptığı gibi. İnsanın ölümü sonrası hayır çeşmesi demek böylesine akar dururmuş.

Muğla’ya girmemle beraber rahmetli Koçman’ın eserleriyle karşılaşmam hemen oldu, özellikle Kötekli civarı, üniversitesi muhiti ki bunlar benim görebildiklerim…

Nerede bir hayrat görsem, derinlere dalarım. Birine bir yardım elinin uzandığını görsem, okusam, işitsem duygulanmadan geçemem, dua etmeden de.

İyilik, hakikaten iyilik getiriyor; fenalık ise fenalığa sebep oluyor.

Mehmet Çetin

09.09.2021 Yeni Foça İzmir

 

 

 

 

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir