Sevgili kızım Esra’dan sonra ortanca oğlum Abdullah Sait’ten üçüncü torunumuz Barış’ı nasip eden Rabbime hamdolsun. Ebeveynine hayırlı evlat olmasını temenni ediyorum.
Evlat sevgisine ebeveyn muhatap olurken torun sevgisine dede, anneanne ve babaanneler. Her yaşın ayrı zevkinin olduğunu yaşayarak anlıyor ve tadıyoruz. Hayatta emsali olmayan lezzet, evlat ve torun sevgisidir.
Kişinin kendini değerli ve mutlu hissetmesi sorumluluğunun artması ile doğru orantılıdır. Aidiyet duygusu huzurun motorudur. Huzurun devamı uğruna neler yapılmaz ki?
Mutlu hissetme çocukluk yıllarından başlar. Yaşanan acıların ardından toparlanıp hayata devam etme melekesi de çocukluk yıllarında oluşur. Hayatında ilk tanıdığı erkek, babası olan erkek çocuk için, onunla baş başa geçirdiği vakitler, oynadığı oyunlar ve ondan aldığı onaylanma ve takdir duygusu çok önemlidir. Kimliğinin oluşmasına da bir o kadar etkilidir. Annesiyle konuşabilen, duygularını paylaşabilen, onun sevgi ve desteğini alan evlat, hayata daha olumlu bir bakış açısı geliştirir. Babasıyla sağlıklı ve doyumlu beraberlik kuran kız çocuğunun güven duyguları gelişirken kendi ve çevresiyle barışık kişiliğinin temelleri atılır. Bu duyguların gelişmesi onlara güven, kendisiyle barışık, sevmeyi becerebilme özelliği kişilikleri için çok önemlidir. Unutmayalım ki evlat iyi bir kayıt cihazından daha ileri derecede duygularıyla yaşayarak kaydeder. Sonra da geriye döner sorgulama yapar. Geçmişte anlamlandıramadığını ileri yaşlarında fark eder ve bitmeyen sorgulamalarla yormaya başlar. Bunlar onun zihninin derinliklerindeki unutulmaz kayıtlardır.
Evlat, ebeveyne sorumluluk yüklerken dedeyi boş bırakmaz. O artık torunun daha üst kimlikte yetişmesinden sorumludur. Temel bilgileri anne babasından alırken, tecrübeye dayalı olanların son şeklini de dedesinden alır. Ebeveyn henüz dedenin tecrübesine eremediği için temel ile meşguldür, çatıya kadar çok iş var.
Torun erkek olunca okuduğum bir bilgiyi de babalara not olsun diye aktarmalıyım. Baba ile oğlunun arasında yaşanan sıkıntıların merkezinde otoriteye müdahale endişesi vardır. Zamanla büyüyen erkek evlat, evde tek otorite olan babanın söylediğini yapmada zorlanma başlar. Evlat bunu kendi bağımsızlığına müdahale olarak algılar. Baba ise evladının söz dinlememesini kendi otoritesine bir itiraz olarak algılar. Diğer taraftan aileyi ilgilendiren kararlarda erkek evladın etkili ve baskın şekilde müdahalesi baba tarafından gizli bir endişe ile karşılanır. Bu algıların aile içerisinde sıkıntılara sebep olmaması için aradaki diyaloglar samimi, sağlıklı, doğru ve doyurucu olmalıdır.
Ne kadar sıkıntılar yaşanırsa yaşansın evlat bambaşkadır, hele torun, balın üzerine sürülen kaymak, cevizin içi, ticaretin kârıdır vesselam.
Mehmet Çetin
20.07.2015 Göktürk İstanbul