-Üstadımın vefat yıldönümü münasebetiyle
Sıkıntıların kaynağının çoğunluğu okuyamamaktan gelir. Cehalet, okumakla giderilir. Okumakla marifet elde edilir. Kazanılan marifet kişinin maddi hayatına san’at katarken manevî hayatına ufuk ve ahlâk katar ve katmalı. Ahlâklı insan ihtilâfı ittifaka tebdil ederek ferdî ve içtimaî huzuru yakalar.
Bediüzzaman, Barla’da ikamet ederken talebelerine Risale okumaları konusunda nasihatte bulunur. Lâkin köy hayatının ve işlerin fırsat vermediğini gerekçe göstererek okuyamayacaklarını anlatan talebesiyle nihayet pazarlığa dönüşür. Üstadın da ısrarla kazandırmak istediği bir davranış biçimi var. Her gün on sahife okumalarını ister, onlar okuyamayacaklarını söyler. Dokuz, sekiz derken hiç okuma fırsatlarının olmayacağını anlatırlar. Pazarlık uzun sürmez ve Üstadlarının “Günde hiç olmazsa Risaleyi ellerine alıp, rastgele açıp ve tekrar kapatma” teklifini sevinçle kabul ederler.
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, köylülerden her gün kitabın kapağını açıp kapatma sözü alır. Onlar da açıp kapatırken zamanla ‘içinde ne varmış, bir bakalım’ diyerek okumaya başlar
Kitabı açıp kapatın! Okumak için en kolay yerden başlayın, yani kitabı sadece açıp kapatın. Göreceksiniz Risale-i Nur, size kendini okutturacak, siz yeter ki her gün aç kapat yapın!
Aç kapatların ardından gelen bir tehlikeyi size bu satırların ardından söyleyelim: “Okuduğumu anlayamıyorum. Böylesine şuursuzca okumaktansa okumamak daha iyidir.”
“Şuurluca okuyamıyorum” diye, okumayı terk etmek şuurlu bir hareket midir? Bu hatalı davranış yerine şuurluca okumanın yolunu öğrenmek daha şuurlu olmaz mı?
Ne okunmalı? Cevap gayet kolay; ihtiyaç hissettiğin konuyu oku! Sana vacip olanı. Zekât düşmeyen birinin, zekâtın ayrıntılarını anlatan kitabı okumak yerine kendisine farz olan iman ve namazı anlatan kitapları okuması daha doğru olmaz mı?
Okumaya teşvik etmenin uygulanabilir ve sürdürülebilir en yapıcı tavsiyesi, aç kapat değilse nedir, o zaman? Ve hâlâ okuyamamaya mazeretimiz var mı?
Mehmet Çetin
- 02. 2016 Bostanlı İzmir