Standart Külliyat hasreti

Avatar photoPosted by

Kur’an’ı anlamak için tefsir edilen ve kendine has usûl ve üslûbu olan Risâle-i Nur Külliyatını, Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin telif ve tespit ettiği asıl ve esasları muvacehesinde muhafaza ederek gelecek nesle, asrın en güzel imkânları ile teslimi şimdiki neslin vazifesidir.

Külliyatın Osmanlıca basılıp neşredildiği zamanlarda şimdiki gibi farklı nüshaların, imla sıkıntılarının, vs nin olduğunu sanmıyoruz. Zira Üstad da hayatta idi ve bütün çoğaltılan nüshalar O’nun tashihinden geçiyordu.

Osmanlı harflerinden Latin harflerine ilk çevrilen Âyetü’l-Kübra ve sonrası çevirmelerle sıkıntıların başladığını düşünüyoruz. Zaten yıkılan Osmanlı Devleti sonrası kurulan Türkiye Cumhuriyeti de Latin harflerini kabul ve arkasından Türk Dilini yeniden tanzim ve kaidelere bağlama çalışmaları da henüz tamamlanmamış ve tartışmalar sürüyordu.

O yıllardan bu zamana neredeyse bir asır zaman geçmek üzere ama hâlâ Risâle-i Nur’dan beslenen bütün cemaatler, ellerindeki Külliyatın basım ve tanziminde nüsha birliği sağlayamaması endişe vericidir.Külliyat üzerinde hem akademik ve hem de diğer çalışmalardaki değişik baskılardan kaynaklanan nüsha farklılığı sıkıntıları ciddiyetten uzaklaştırmakta, ilgiyi kırmaktadır.

Bu konu zannedildiği kadar müşkül değildir. Aldığımız emaneti neslimize saffetini bozmadan devretme şuuru, arzusu, ilgilileri gayrete getirir. Külliyatta nüsha birliği sağlanması konusunda cemaatler, ferdî hareketten ziyade muhteva, şekil, sahife düzeni vs gibi mevzularda birlik sağlandıktan sonra her cemaat, kapakta kendi unvanını basarak neşredebilmeli. Ortak akıl ve meşveret ile kabul edilen Külliyatı her cemaat kendi imkânları ile tabedebilmeli.

Külliyata ilave edilmesi gereken, Üstadın tasvibinden geçen eserler eğer ki zamanı geldiyse bu çerçevede dâhil edilip takdim edilmeli. Sahifenin birinde Osmanlıca karşısında şimdiki harflerle basımı da tartışılıp karara bağlanabilir.

Birlikte hareket, herkese kuvvet ve düzen sağlar. Bütün cemaatlerimizin müşterek meşveretiyle tanzim edilen Külliyat, elbette en mükemmel tanzimli Külliyat olacaktır. Suiistimallerin önü alınacaktır. Asrın getirdiği teknik imkânların da kullanılarak en kullanılışlı ve nihayet mükemmel tanzimli ve nüsha birliği kararı alınan standart düzenlemenin ardından elektronik ortamda da yeniden düzenlenip yayınlanmalıdır.

İmla konusunda kullanılan ve yaygın olarak kabul edilen kaideler esas alınmalı. Osmanlıcadan Latin harflerine geçişte yaşanan sıkıntılar daha bilimsel çalışmalara yönlendirmeli. Konuya vakıf bilirkişilerden müteşekkil heyetler oluşturulup, gerekli çalışmaların yapılarak alınan karar istikametinde tanzim yapılmalı.

Bu işin muhatabı, Külliyatı basarak neşreden bütün cemaatlerden müteşekkil bir heyettir. Kendi meslek ve meşrebinin özelliğini sadakat adına koruyan ama genelde uhuvvet ve tesanütü bütünleştirici vasıfta olan, Külliyata hem vakıf ve hem de her alanda ehl-i ilim insanların o heyette istihdamı sağlanmalı.

Geçen her zaman hesap sorarken, gelecek zaman da sorgulayacaktır. Allâme ve müçtehitlerin vazifelerinin şerh, izah ve tanzim olduğunu ifade eden Üstadın elbette işaret ettiği manada bize düşen bir vazife var.

Önemine binaen tekrar edecek olursak; temel Külliyat noktasında birlik, imla noktasında birlik, sahife düzenine varıncaya kadar tanzim konusunda birlik, ilavelerde birlik, tanzimde birlik gibi konularda sağlanan beraberlik kesinlikle Üstadın muazzez ruhunu şad edecektir.

Dua ediyoruz, rica ediyoruz, ümitvarız, inşaallâh olacaktır ve şimdiden tebrik ediyoruz.

Mehmet Çetin

20.03.2012.Çiftehavuzlar-Çiğli-İzmir

6 comments

  1. Tashih ve İmlâ-Nüsha Birliği çalışmalarının yeterli olduğunu söylemek pek mümkün olamıyor maalesef!.. Mehmed Çetin Beyi bu çok önemli mevzûa dikkat çektiği için tebrik ediyorum.. Umarız bizim gibi çokların melâlimiz olan bu mes’eleye dahâ fazla ırak kalınmaz.. Eski Saîd Dönemi eserlerini dikkate almazsak 1928’de basılan Onuncu Söz’den başka Üstâd zamânında Osmanlıca basılan eser sayısı bildiğim kadarıyle yok gibi, varsa da pek az.. Risâleler mâlum olduğu üzere, önceleri elle yazılıp çoğaltılıyordu.. Hz. Üstâd tashih ediyordu.. Hepsine yetişemediği için ehil ellere havâle ediyordu.. Hâliyle sehivler, nüsha farklılıkları kaçınılmaz oluyordu.. Teksirlerde nüsha farklılıkları kısmen azalsa da durum çok değişmedi.. Kaldı ki, Osmanlıca baskılarda da (Eski Saîd Eserleri dâhil) dizgi/baskı hatâları, nüsha farklılıkları mevcud.. 1900’lerin sonlarına doğru Külliyâtın Osmanlıca olarak da basılması fevkal’âde takdîre değer bir gelişme oldu.. Bu, Külliyâtın zabturabt altına alınması ve yeniyazı basımlarda nüsha ve imlâ birliği için yapılması şart olan bir vazîfe idi.. Tashih çalışmaları ağır da olsa ilerliyor.. Nüsha farklılıklarının bâzı yayınevlerince dipnotlarla gösterilmeleri nüsha birliği yolunda çok büyük bir adım olarak değerlendirilmeli.. Kanâatimce işin en zor tarafı, “İMLÂ MES’ELESİ” gibi görünüyor!.. İmlâ mes’elesi, yeniyazıdaki kadar olmasa da Osmanlıca’da da vardı.. Alfabe devrimi ve imlâ esaslarının sık sık değiştirilmesi ile işler Dil uzmanlarının bile içinden kolay çıkamayacağı bir kerteye dayandı sonunda.. Bilgisayarla TDK imlâ kılavuzuna göre yazmak büyük kolaylık sağlıyor.. İmlâ filân bilmeye nerede ise ihtiyaç kalmıyor.. Ama TDK imlâsının Risâle imlâsına pek uymadığı da bir gerçek.. Ayrıca sık sık değiştirilmesi büyük bir dezavantaj.. Yapılması gereken bence, Risâle diline uygun imlâ kāidelerini tesbitle işe başlamak olmalı.. Risâleler bu esaslara göre imlâlandırılmalı.. Zor ama en emniyetli yol gibi görünüyor.. Hasretlerin sona ermesi duâlarımla..

  2. gösterilmeleri nüsha birliği yolunda çok büyük bir adım olarak değerlendirilmeli.. Kanâatimce işin en zor tarafı, “İMLÂ MES’ELESİ” gibi görünüyor!.. İmlâ mes’elesi, yeniyazıdaki kadar olmasa da Osmanlıca’da da vardı.. Alfabe devrimi ve imlâ esaslarının sık sık değiştirilmesi ile işler Dil uzmanlarının bile içinden kolay çıkamayacağı bir kerteye dayandı sonunda.. Bilgisayarla TDK imlâ kılavuzuna göre yazmak büyük kolaylık sağlıyor.. İmlâ filân bilmeye nerede ise ihtiyaç kalmıyor.. Ama TDK imlâsının Risâle imlâsına pek uymadığı da bir gerçek.. Ayrıca sık sık değiştirilmesi büyük bir dezavantaj.. Yapılması gereken bence, Risâle diline uygun imlâ kāidelerini tesbitle işe başlamak olmalı.. Risâleler bu esaslara göre imlâlandırılmalı.. Zor ama en emniyetli yol gibi görünüyor.. Hasretlerin sona ermesi duâlarımla..

  3. Yazıda ifade edilen çok yerinde ve faydalı temennilerinize gönülden katılıyorum..
    Selam ve muhabbetle..
    R.Kalyoncu

  4. Merhaba Mehmet bey,
    Yazınızı okudum. Arzuladığınız şekilde bir külliyatı ben de açıkçası isterim. Ancak sayfaya kadar varan standartlık ne kadar mümkün olabilir ? Bilemiyorum. Ek ve ilavelere gelince aslında birliktelik lazım bir konu olduğunu anlıyoruz.

    Zor, ama güzel bir çalışma olabilir. Insan fıtratındaki farklılığa ne kadar uygun olur?
    Ancak bu niyet korunmalı, yeşertilmeli. Konu küçük bazı teferruat farklılıklara kadar inmeli. Büyük ölçüde külliyatlar aynı olmalı. Sadece tanzim farkı olabilir. Içerik aynı ve aynı sırada olmalı.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir