Temsiller, âlimden cahile düşerse…

Avatar photoPosted by

Dünya neyin üzerinde duruyor? 3

“Ay tutulduğunda anneme dedim:

            -Neden ay böyle?

            Dedi: -Yılan yutmuş.

            Dedim:-Daha görünüyor?

            Dedi: Yukarıda yılanlar cam gibi olup içlerinde bulunan şeyi gösterirler.”

Bu hikâyede geçen hakikatsiz hurafe, gerçekten ciddî insanların diliyle de nakledilmesi çok düşündürücüdür.

Gök bilimine göre mümkün olmadığı halde burada karıştırılan teşbihin (benzetmenin),  hakikat ile karıştırılıp, gerçekmiş gibi algılanmasıdır. Güneşin girdiği, on iki burcun bulunduğu tutulma dairesi ile ayın girdiği menzilleri birbiri üstüne geçmekle, o iki daire her biri iki yay şeklini almaktadır. İşte o iki kavse (yaya) astronomi bilginleri ince bir manaya işaret olarak benzetme yollu güzel bir ifade ile büyük iki yılan şeklini vermişler.  O iki dairenin kesiştiği noktaya baş, diğerine de kuyruk benzetmesi ile ay, baş kısma; güneş de kuyruk kısmına geldiğinde ay tutulması olur, demişler. Bu tutulmada ay gizlenir, görünmez hâle geldiği için sanki ay, yılanın ağzına girmiş gibi algılanır. İşte bu yüksek ilmî hâl, avamın diline düşerse ayı yutan kocaman bir yılan orada var, diye anlaşılır.

Bunu niye anlattık?

Temsiller, cahilin eline düşerse olacağı bu idi, demek için.

Bahsedilen burçlardan hareketle şu bilgileri de nakletmemiz lâzım.

Güneşin yörüngesinde olan her otuz derecesindeki konumuna sembolik şekiller verilerek birer burç olarak isimlendirilmiş.

Söz konusu hadisin metninde geçtiği gibi, Peygamber Efendimiz (asm); “Dünya neyin üzerindedir?”, sualine cevap olarak bir defasında “Öküz üzerindedir.”, bir defasında da “Balık üzerindedir.”, demiş.

İşte, gelecekte anlaşılmak üzere dünyanın bu yörüngelerdeki vaziyette zuhur eden o burçlara işareten, dünyanın farklı konumlarını zikredivermiş.

İlk sorduklarında öküz burcunda, sonrası sorduklarında balık burcu konumunda olduğuna işaretle beraber güneşin, ayın ve dünyanın uzay boşluğunda hareket ettiğine ima eder. O burçların içi boş ve sembolik olduklarına ama esas manadaki burçların ise dünyanın girdiği güneşin yörüngesindeki o her otuz derecedeki vaziyeti ile dünya üzerinde işleyen, etkili olan burçlara işaret eder.

Malûmdur ki iklimin, coğrafyanın, tabiatın ve çevrenin insan hayatına ve özellikle karakterine tesiri vardır ve izleri silinmez.

Çevrenin insan üzerindeki tesiri, ilmin çalışma alanıdır ve sürekli gelişme gösterir. Sarp coğrafyanın, sert iklimin insanı ile ovayla çevrili, yumuşak ve ılıman iklimle muhatap insanın huyu, mizacı, vücut yapısı ve medeniyeti aynı olmadığı gibi geçim vasıtası da aynı değildir.

İşte sahil muhitinde yaşayan insanların geçimi balık, kırsal kesimde yaşayan insanların geçimi öküz üzerinden yürüyor anlamına gelen sahildeki insanların dünyasının balık; kırsal kesimde yaşayan insanların dünyasının öküz üzerindedir demek, doğrusu çok da veciz düşmektedir.

Devlet; memurun kalemi, askerin kılıcı ile ayakta durur; aile anne ve babanın omuzları üzerindedir dediğimiz gibi.

Bu konuda bir yazılık daha söyleyeceklerimiz var.

Mehmet Çetin

28 Temmuz 2020 Yeni Foça İzmir

 

One comment

  1. S. A. Güzel bir şerh olmuş. Yazının en başında tashih hatası var…. “Gökbilimcilerin… olmadığına (olmadığı) olarak düzeltilmesi gerekiyor herhalde…. Fiemanillah.
    *Gerekli tashih yapılmıştır. Teşekkürler. MÇ.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir