Ölüm ile mezara girileceği gerçeği, kabrin de Cennet bahçelerinden bir bahçe ya da Cehennem çukurlarından bir çukur olduğu hakikati; ehl-i iman ve ehl-i inkâr için, dünyevîlerin piyango ihtimalinden daha kesin ve kuvvetli şekilde ahiretin varlığını göstermektedir.
Bu ihtimal; ebedî idam ve zindandan kurtulmanın, Cennet gibi bir saadete ulaşmanın imkânı sadece iman ve itaat iledir.
Evet, itaatsiz bir iman, kabri evvelâ Cehennem çukurlarından bir çukur olarak yaşatır, cezasını ödetir sonra arınmış bir vaziyete Cennet’e dâhil eder. Bu gerçek, aklı iknaya ziyadesiyle yeter, nefsi susturmaya fazlasıyla kâfidir, tembeli gayrete sevk eder.
Şimdi, mademki insan piyangoya önem veriyor, ona o yoldan seslenilir: Acaba yüzde bir, yok olma ihtimali olan bir yola girer misin? Hatta bunun için bir tek haber verenin sözü de dikkate alınmadan o tehlikeli yolda gidenin endişesiz olması mümkün mü? Elbette ki hayır!
İşte aynen onun gibi doğru söylediği defalarca isbat edilmiş, nasihatleri başkalarına faydalı olmuş, hayatları ile sayısız insanların takdirini kazanmış önceki asırlardaki evliya ve asfiyalar gibi onları temsilen deniliyor ki; kabir var, ölüm hak, oraya üç şekilde girilecek. Ya mü’min olarak, ya günahkâr/münafık olarak ya da kâfir olarak.
Böylesine muazzam bir hakikat karşısında “Gel, ebedî hayatı sana kazandıracak biletini al!” diye seslenerek, dünyevî aldatıcı olmayan hakiki ve sahi olan hayata dâvet etmeye dikkat çekmek üzere, Birkaç bîçare gençlere verilen bir tembih, bir ders, bir ihtardır makalesinde de piyango kullanılır.
Bu makalede; hayat, gençlik ve hevesler cihetinden gelen tehlikelere karşı sakınmanın yolu anlatılır.
Gençliğin gitmesi çok ihtimalli değil, sadece iki ihtimallidir; ya ihtiyar olunacak ya da ölüm ile bitecek yani gidecek. Çok ihtimalli piyango burada iflas eder. Böylesine kesin bir vaziyete çare, bu gençliği manen daimî kılmanın yolunu aramak olmalıdır, tesadüfe bağlı usûllerle bir takım piyango oyunlarıyla insanın ümidi su-i istimal edilmemelidir.
Sefahatte giden gençliğin akıbeti, imanı varsa cezasını ödeyinceye kadar o çukurda/Cehennemde, yok eğer imanı yoksa ebedî azap içerisinde ve bu iki ihtimalin dışında mü’min olarak Cennet bahçesine giriş şeklinde 2+1 ihtimalli bir vaziyet anlatılır.
Meyve Risalesi’nin Birinci Meselesinin ilk muhatabı Denizli Hapishanesindeki mahpuslardır. Onlara da Dördüncü Söz’de işlenen aynı dil ve üslûb kullanılır. İkinci Meselenin Hülâsası’nda keza, hakikat aynı, değişmiyor. O halde onların aynasından bizim aynamıza yansıyanlar olmalı.
Son üç makale Asâ-yı Musa ve Kastamonu Lâhikası’nda işlenir.
Risale-i Nur’da piyango kelimesinin zikredilerek misal olarak bahsi, aklı ikna için olduğu ortada iken aksini yani onu Külliyatta bahsederek meşrulaştırma iddiası en basit ifadeyle insanı yanıltmaktır, başka bir art niyet yok ise.
Ayette Şeytan ve Firavundan; hadiste Ebu Cehil, Deccal ve Süfyanlardan bahis, nasıl onlara teşvik için değil aksine onlardan sakınmak için ise…
Piyango, Eski Said Dönemi Eserleri’nde geçmez. Yeni Said döneminin Barla teliflerinde işlenir. Barla hayatı dönemi, ülkede piyangonun kanun muhafazası tanzimi altına alınması, terviç ve teşvikinin ziyade olduğu yıllara tevafuku dikkat çekiyor. Aynı dönemde Bediüzzaman’ın “piyango” malzemesini hayra kıyas için ziyadesiyle kullanımı da.
Mehmet Çetin
04.10.2019 Bostanlı İzmir