Öncelikle Üstadın yazdığı şekliyle okunmalıdır. Fakat bazı hususlara da dikkat etmek gerekir. Bazı haşiyeler cümlenin ortasında, bazıları da sonundadır.
Umuma okuma ile hususi okumada haşiyenin okunması farklılık arz ettiği gibi müzakere ve mütalâa ederken haşiyenin okunması da farklılık arz eder.
Risale-i Nur Külliyatındaki, çok anlamlı ve doyurucu olan haşiye geleneğine sadakatle sahip çıkmak gerekir. Külliyatın hemen her kitabında haşiye bulunmaktadır. Meselâ On Yedinci Sözde on yedi adet geçmesi gibi bazılarında da manidar tevafuklarla geçmektedir. Külliyatta 677 adet haşiye vardır. Haşiye en fazla Sözler’de geçmektedir. Bazı yerde haşiye bir özellik belirtilmeden kullanılır ancak bazı yerlerde ise “çok ehemmiyetli” gibi dikkat çekilir ve “iki güzel ve latif haşiyelerle” ifadeleriyle süslenerek takdim edilir.
Üstad Hazretleri haşiyeleri yerinde ve çok anlamlı kullanmıştır. Kullandığı yerdeki hikmeti o an anlaşılmayabilir ancak hikmeti araştırıldığında akla gelmeyen sırlar zamanla anlaşılabilir. Bu da kişinin ilmi seviyesi, halet-i ruhîyesi, Külliyat ile yakınlık derecesi, yaşı ve çevresi ile doğrudan alakalı hususlardır.
Cümle içerisindeki kelimenin hemen ardındaki haşiyeler, yazıldığı gibi okunduğu zaman kesinti ve anlam bütünlüğünün bozulmasına sebep oluyor diye itiraz etmeden önce kişi kendini sorgulamalıdır. Oradaki mânâya kişi kendini vererek okuduğunda yukarıdaki itirazın çok anlamlı olmadığını hissedecektir. Yaşayarak, hissedilerek yapılan okumalardaki haşiyeler su gibi akıp gitmektedir. Bununla beraber cümle içerisindeki haşiyeleri iki türlü okuma şekli mümkündür. Ya yazıldığı gibi haşiyeli okuyup devam etmektir veya ilk okumada haşiye okunmadan cümle bitirilir, dönülür haşiyenin geçtiği kelimeler hatırlatılarak haşiyesi okunur. Umuma okunurken böyle yapıldığı gibi hususi okumada da böyle okunur. Burada dikkat edilecek konu evvela okunan ortam önemlidir. Muhatap olunan kişilerin durumu mühimdir. Bazı muhatapların durumu gereği haşiyelerin atlanarak okunması da mümkündür. Okuyan kişi ince ve hassas düşünerek bunları uygulamalıdır. Bazı haşiyeler kelimenin devamında yazılması o kelime ile alakalı olduğunu gösterir, cümle veya bölümün sonuna yazılırsa konu kopukluğu olabilir. Cümle veya bölümün sonundaki haşiyelerin okunması yazıldığı gibi okunmalıdır. Bahsedilen konu ile tamamlayıcı bilgi ve izahı ihtiva eder.
Müzakere ve mütalâa edilerek yapılan okumada cümle içerisindeki haşiye atlanarak da okunabilir. Nihayet anlamda eksiklik hissedilecek, o zaman dönülür haşiyeli okunur. Şurası çok dikkat çeken bir husustur ki; farklı pencerelerin açılması niyetiyle haşiyesiz okumada açılmayan pencerenin haşiyeli okunduğunda açıldığı bizzat yaşanılarak anlaşılan bir gerçektir. Günümüzde dipnot olarak kullanılan, hâmiş ve derkenar ile eş anlamlı olup, haşiye kökünden gelip haşiye yazmaya tahşiye, haşiye yazana muhaşşi, haşiyeli eserlere muhaşşa denilir.
Sözler 112, Mektubat 40, Lem’alar 58, Şualar 56, Mesnevi 7, İşaratü’l-İ’caz 12, Emirdağ 71, Kastamonu 39, Barla 29, Tarihçe 78, Asa-yı Musa 31, Sikke 37 adet büyük risalelerde geçmektedir.
Mehmet Çetin
15.10.2015 Bostanlı İzmir