Şereflikoçhisar’ın sevilen şahsiyetlerinden merhum Doğan Hoca, aslen Muhlisobası Köyünden olup 1949 doğumludur. Babası Muharrem ve annesi Hayriye’dir.
İlk ve orta eğitimini Şereflikoçhisar’da yapar, liseyi de İstanbul Kabataş lisesinde. Niğde Öğretmen Okulu’nda da fark dersleri vererek ilkokul öğretmeni olarak vazifeye başlar.
İlk görev, Mezgit Köyü’ndedir. Devam eden yıllar onun öğretmenliğinin yanı sıra idarecilik görevlerini de kaydeder.
Şerefli Koçhisar İlköğretim Müdürlüğü, Ankara’da Salih Alptekin İlkokulu ve Hüseyin Hüsnü Tekışık İlkokulu Müdürlüğü ve 1987-1992 arası Keçiören İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde bulunur.
Kader, onun eğitim ve öğretime hizmet hayatında farklı tecelli eder. Taş uzaktan gelmeyeceği için ona gelen taşlar da yakından gelir ve hâliyle acısı da pek olur.
İşte bunlardan birisi de şöyle tecelli eder: Kendi siyasî görüşüne yakın iktidar tarafından üç kez görevden alınır, sürgün edilir. Her acı hatırası mahkeme kararı ile dertli sonuca ulaşır, beraat eder, görevine döner. Eşdeğer görev diye Kayseri’nin bir ilçesine gönderilir ama o kabul etmez, onur meselesi yapar ve Yenimahalle Çağrı Bey İlkokulu’nda öğretmen olarak Ankara’da kalmayı tercih eder. Durmaz, mücadeleci yapısı onu tahrik eder. Lâkin onu üzen hadise içeriden, camiadan idi.
Sapı kendinden olan baltanın kestiği orman ağaçları kahrından ölürmüş. Doğan Hoca da öylesine. Yediği sürgünlerin kahrı onu çok üzer. Lâkin stresi ağır olur. Eloğlu, işin iç yüzünü bilemeyen vefasızlar, elinden ekmek yiyen bir kısım insanlar aleyhte dedikoduyu üretir. Gel gör ki çok hassas olan Doğan Bey, bu densizlere tahammülde çok zorlanır.
İşte 1992-1995 arası süren görevden alma-vermelerin ardından 25 Eylül 1995 tarihindeki göreve geri dönmesinin ikinci gününde kalb krizi geçirir. Kriz onu 46. yaşında yakalar ve dünyadan, sevdiklerinden ayrılma vaktinin geldiğini fısıldar. İtiraz etmez Doğan Hoca, kadere. O ki; “O’ndan geliyor, narı da hoştur, nuru da”, der ve derin sessizlikle teslimiyete gömülür.
1995 yılının Eylül’ün 27’de bir yaprak daha dökülür, çınardan. Eğitim-öğretim dünyasının çınarından. İstikbalin ümidi evladların terbiyesi için gönül verenlerden, gönüllerin billurlaşmasına hizmet edenlerden. 1949-1995 arasında geçen kırk altı yıllık kısa ömür, güzel mutlu ve başarılı hatıralarla sona erer.
Cemiyetçilik tarafı da kuvvetli ve faal idi ki öğretmen sendikasında da görev yapması bu vasfından olsa gerek. Bir öğretmen kuruluşu olan İlksan’daki problemli grubu uzaklaştırma ve Ülkü-Bir’deki hizmetleri, bu noktadan hatıralardadır. 1984 yılında belediye başkanlığına aday olur. Azimli ve mücadeleci karakter sahibidir.
Müdürlük yaptığı zamanlardaki atamalarda liyakate dikkat ettiği, bilinir. Pek çok hemşerisinin ekmeğinde katkısı olmuştur, yetiştirdiği talebeleri ve yardımcı olduğu meslektaşlarını da bu hayrat ve hasenat listesine eklemeliyiz.
1969 yılında Hasan-Maviş Koçak kızı eğitimci ve öğretmen Zeynep Hanım ile evlenir, İlknur ve Tayfun isimli iki çocuk babasıdır.
Kıyafetine çok dikkat etmesi onun belirgin özelliklerindendir. Kravat hazinesi, parfüm deposu, topuklu ayakkabı müzesi vardır, dersek az biraz mübalağa yapmış olur muyuz, bilemem!
Neşet Ertaş hayranlığı onda türkü söylemek olarak tezahür eder.
İlçemizin emektar eğitimcisi ve aynı zaman da kaynı olan İsa Koçak Hoca, onun sırdaşı, gönüldaşı ve ülküdaşı idi.
Çok kalabalık bir cemaatle kılınan cenaze namazı sonrası ana babasının kabri yanında, ebedi istirahagâhına bırakılır. Allah, gani gani rahmet eylesin. Âmin.
Mehmet Çetin
29.11.2019 Bornova (Vosmer’de iken) İzmir
Sevgili Mehmet Bey…
Rahmetli Babamı Şereflikoçhisar’ın ilk ve köklü gazetesi ÇENGEL gazetesi tarafından yayınlanan çok güzel ve duygulu bir yazı ile dostlarına, sevdiklerine ve tüm Şereflikoçhisar halkına hatırlattığınız için başta size, Çengel Gazetesi sahibi ve çalışanlarına çok teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle…..
Tayfun Erol
Aynı köylüyüm. Fakat 1976 da Ankara’ ya , 1991 de ise Üniversite için İstanbul’a geldim.
Merhum ile babam aynı yaşlarda. Köyümden çıkan böyle azimli insanları öğrendikçe güzel geliyor insana.
Allah Rahmet eylesin.
Erol …