Nice şeyler var ki anladım diyemiyor, anladığımı zannediyorum. Bununla hayatıma istikamet vererek, doğruyu yanlıştan ayırıp, dünya hanından ayrılık gününe kadar mevcudiyetimi Resul-i Ekrem’in (asm) sünnetinden anladığım kadarıyla uygulamayı sürdürüyorum.
Eşyada yaptığım müşahedeler bir yaratıcının olmasını şart koşuyor. Zira bu kadar nizam ve intizam kendi kendine olamaz, hele tesadüfen hiç mümkün değil. Sebepler ise zaten yaratıcı değil, adı üstünde sebep. Bu kısa değerlendirmem ile anlamaya çalışıyorum ki mevcudat bir yaratıcının kudretiyle var edilmiştir. Bu değerlendirmem sadece yaratıcının olması gerektiğini anladığımdır. Fakat bu, kanaat seviyesindedir. Zira işin mahiyetini ve keyfiyetini anlamaya henüz fıtraten müsait değilim.
Anlamak kavramak demektir. Bir şeyi bütünüyle kavramak ise ilim, irade ve kudret ile mümkün. Eşyanın bütününü kavrayabilmem için evvela bütünü hakkında hâkim, hakîm ve nâfiz bir ilmimin olması gerekir. Bu ilmim ile irademin ve kudretimin o eşyaya hükmedip, muktedir olması lazım ki kavrayabileyim, ardından da anladım diyebileyim. Yaratılışım ise bu kadar mükemmel, ilim, irade ve kudrete kesinlikle müsait değil. Ama anlamaya çalıştığımı iddia ediyorum. Ve yine diyorum ki âlemin gelişat ve gidişatından ahiretin olması gerektiğini anlıyorum.
Ahiretin bizzat kendisini anlayabilmem konusunda fıtratım hiç müsait değil. Zira sonsuz ve sınırsız olan bir manayı sonlu ve sınırlı olan ben anladım diyemem. Ancak anladığımı zannediyorum diyebilirim, o kadar.
Melekler ve semavat konusu da öylesine. Hele kader konusunu anladım diyebilmem hiç mümkün değil. Okuyorum, araştırıyorum, mütalâa ve tefekkür ediyorum ki netice itibariyle masivanın öncesinden bir plan ve programının olması lazım ki ortaya çıkışları âdeta bu plan istikametinde olmakta. Evet, bunu anladığımı zannettiğimi rahatlıkla ama imanla söyleyebilirim.
Kâinatta cereyan eden nice şeyler var ki ne akıbetleri ve ne de mahiyetleri konusunda haberim olmuyor, kavramam ve anlamam mümkün değil. Ama ben anlasam da anlamasam da o şeyler vakti geldiğinde oluyor ve gidiyor, arkasından bir yenisi, bir yenisi daha. Evet, bunların hemen hiçbirisini anlayamadan çekip gidiyorlar. Ama umumu hakkında burada bir vazife için geldiklerine ve başka vazife için de oraya gittiklerini anladığımı hissediyorum.
Daha başkaca anladığımı zannettiğim şeyler de olmalı, onları da haftaya devam edelim, inşaallah.
Mehmet Çetin
15.07.2012.Doğanbey-Beyşehir-Konya