Şereflikoçhisar’da testicilik

Avatar photoPosted by

Hatırlayabildiğimiz kadarıyla 1970’lerin son yıllarına kadar devam eden desticiliğimizin son ustaları isim ve lakaplarıyla şunlardı:

Mehmet Çetin (Tat Mehmet), Hasan Demet. (Nasuh’un Hasan), İbrahim Kargın (Destici İbram), Numan Kargın (Lömen Kargın), Osman Kargın. (Bıyıklı Osman Bey), Ramazan Kargın, Yusuf Kargın, Vahdi Kargın, Alaattin Kargın, İsmet Kargın, Selahattin Kargın, Salih Doğan (Testici Salih), Hacı Keser. (Yırığın Hacı), Ali Etlioğlu, Mehmet ve Ahmet Arıkök kardeşler (Gö Musa’nın oğulları) ile beraber Yılmaz Özgen, Musa Özgen, Şener Acar, Hüsnü Acar, Cemil Çelik, Dede Acar, Ferdi, Selli Bekir, Ramazan Şimşek ve daha nice isimsiz usta ve kalfalardan vefat edenleri rahmet ve hayatta olanları da sağlık dualarımızla anıyoruz. Adını hatırlayamadıklarımızı da gıyaben anıyoruz.

Şereflikoçhisar’a testiciliği getiren kişinin İbrahim Kargın olduğunu, gelini Fatma Bayram Kargın ifade eder. İbrahim Usta, bir Ermeni ustadan öğrenir. 1915 yılında o usta ilçeden ayrılıp İstanbul’a giderken o sıralar 13-15 yaşında olan rahmetli İbrahim Kargın’ı da beraberinde götürmek ister ama o gitmemiş. Sanatını ilçede sürdürerek, çok insanlara iş ve ekmek kazanmasına vesilesi olmuş.

Hasan Soysal’ın notları hatıralık bilgi doludur: Dayıları Mehmet ve Ahmet Arıkök’ün testi imalatlarında kendisinin de çalıştığını nakleder. Kızılçukur’dan kırmızı, Mustafacık tarafından boz toprağı karıştırılarak yapılan testiye küçük bir taşla vurur, ses sert gelirse sağlam, kof gelirse çatlak olduğu anlaşılırmış.

Rahmetli İbrahim Hakkı Konyalı’nın Şereflikoçhisar Tarihi (1971-İstanbul) eserinde Desti Fırınları başlığıyla işlenen kısımda kısmî bilgi verilir.

Testi, kil cinsi topraktan meydana gelen balçık çamurdan yapılan, geniş gövdeli, dar ağızlı, kulplu su kabıdır. Testi; Farsça “Desti” kelimesinden dilimize geçmiştir. Elde taşınan manasına gelmektedir. Testiler, emzikli veya emziksiz olarak yapılmaktadır. Bu işi yapanlar da çanakçı, çömlekçi ya da testici diye anılır.

Çark Damı diye anılan geniş mekânlarda testi yapılır. Burada çamur karılarak imal edilir ve kuruması için bekletilir. Çark damları; Sarıkaya, Sanayii ve Killik mahallelerinde toplanmıştı.

Kızıl Çukur’dan kırmızı, İstiklâl Mahallesi’nden boz toprak getirilir. Kesekleri tokaçlarla dövülerek ufalanır ve elenir. Belirlenen oranda her iki toprak ve tuz, su ile karıştırılıp, ayakla çiğnenerek çamur hazırlanır. Çamurun suyu süzülür, lâzım olan kıvama gelinceye kadar kurutulduktan sonra bir köşeye yığılır. İhtiyaç olan miktarda künde tabir edilen bir topak çamur alınır. Usta, kündeyi dönen çark üzerinde işlemeye başlar. Çark, önceleri el ile çevrilirdi, sonraları motorla. Dönen çarkta, mahir ustanın eliyle biçimlenen testiler özenle bir kenara konulur. Sonra dönen çarkın üzerinde kertikli makaraya tutularak şekil ve motifler atılır. Firimeye yani kurumaya yüz tutacağı zaman kulp takılır. Bardakların ibiği bu esnada ilave edilir.  Kulpsuz testiye lohlohu denir. Zımparalanır ve süsleme yapılır. Süslemede ise, çıkmaz boya kullanılır. Su geçirmesini önlemek için reçine ya da vernik sürülür. Sırlama, duruma göre fırınlama öncesi yahut sonrası yapılır. Testiler üzerine camsı olmayan sır sürülmezse, içindeki su, testinin dışına terleme ile sızarak buharlaşır ki suyun soğumasına sebeb olur. Ayrıca hamura katılan tuz, fırınlamada ya da sonraki işlemlerde zamanla erir ve küçücük gözenekler oluşur. Oradan suyun az da olsa sızması ile testinin dışını ıslak ve nemli tutarak içerisindeki suyun ısınmamasını sağlar.

Fırınlamada talaş, hışır gibi mevsime uygun yakacaklarla yapılır. Bu işin bitimi sonrası testiler soğumaya bırakılır. Fırınlama sonrası yapılacak işlemlerden sonra satışa arz edilmek üzere istif edilir. Testilerimizin en büyük müşterisi Aksaraylı esnaflar idi.

Testi çamurundan; Osman Bey, künk, Lömen Usta geyik yapardı. Tuz Gölünde bekletilerek ilginç kristaller oluşurdu. Turşu, pekmez ve peynirler için küp ve cereler kullanılır. Cere, toprak küpün küçüğüdür. Topraktan yapılmış, kulpsuz, küçük çömlek olan üzlükleri, çiçek saksıları da hatırlamak lâzım.

Testiciliğin ilçemizdeki tarihi de çok eskidir. Ancak zamanla diğer bazı meslekler gibi testicilik de kaybolan mesleklere doğru yol almaktadır. Bunun için mahallî idareler, sivil toplum kuruluşları eskinin mesleklerinin eskimediğini, güncellenerek yenilenip, gelişen teknolojiyi de kullanarak daha ileriye gitmesine yol ve imkân vermek adına festivaller, panayırlar ve programlar tanzim etmeliler. Testici esnafına destek ve ucuz ve uygun kredilerle yardımcı olunmalıdır. O meslekler üzerinden proje yarışmaları düzenlenip, gençlerin gündemine girilmelidir. Mahallî basın, yayın; onlarla ilgili programlarıyla dikkati, alâkayı üzerlerine çekmelidir. Festivallerde ilçemiz yetkilileri, testi imalat ve satışı yapanları o programlarda yer ver ve imkân vermelidirler.

 

Mehmet Çetin

01.04.2019 Bostanlı İzmir

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir