Ömer Onat

Avatar photoPosted by

Ömer Onat, Şereflikoçhisar’ın ender ve farklı şahsiyetlerinden birisidir.

Kunduracı Ömer Usta, ayakkabı tamircisi olarak tanınması yanı sıra o zamanın behrinde iskarpin kesimi ve imalatı ile tanınır ve kabul görürdü.

Ömer Onat’ın dedesi Mehmet, Kaman’dan Şereflikoçhisar’a gelip Çiftçioğulları’nın yanında çalışır. Mehmet’in çalışmasından memnun kalan ev sahibi kızını Mehmet ile evlendirir.

Genç evlilerin Ali ve Mevlit isminde iki oğlu ile Nazlı adında bir de kızları olur.

Mehmet’in büyük oğlu Ali’nin Rıza isminde tek oğlu olur ki ilçemizdeki Rıza Onat’ın kendisidir. Rıza Onat, Ankara’nın Çankaya ilçesinde Nüfus Müdürlüğü yapar. Müzeyyen, Naci (rahmetli), Ertuğrul, Müşerref, Mükerrem, Mukaddes, Gülçin isimli yedi çocuğu olur. Rıza Onat’ın oğlu Ertuğrul’dan olan torunu Ali Rıza Onat (1958-2015), Ankara’nın ileri gelen müteahhitlerinden (ARO) idi.

Mehmet’in ikinci oğlu Mevlit ise Mustafa Onat ve bizim kunduracı Ömer Onat’ın babasıdır.

Mustafa Onat (1901-1963), Mevlit’in büyük oğlu olup, Ömer Onat (1914-1983) ise küçük oğludur.

Mustafa Onat’ın; Mehmet (rahmetli), Mevlit (rahmetli), Mümtaz (rahmetli), Meliha (rahmetli Sururi Bey ile evli), Muhip, Münir olmak üzere altı çocuğu vardır.

Ömer Onat’ın babası Mehmet, tahsili ehemmiyetli görür ve çocukların iyi yetişmesini ister. Bu cümleden hareketle onlara temel eğitimi yaptırır.

Ömer Onat, medrese eğitimi alarak kendini yetiştirir. Mustafa ise ortaokul derecesinde olan Rüşdiye mektebine gönderilir, daha sonra adliyede hâkim yanında zabıt kâtipliği yapar.

Sururi (rahmetli), Saadet, Ali, Servet, Döndü, Hatice, Bekir, Gülten (rahmetli) olmak üzere sekiz çocuğu olan Ömer Onat, sert bakışlı olmasına rağmen yumuşak kalbli ve yardımsever bir karakter sahibidir.

Hayvan sever yönü çok ilginçtir. Komşuları, kedi yavrularını onun bahçesine atarlar ama o bunlara sahip çıkar. Ömür boyu süren bu yardıma mukabil kediler de onun cenazesi götürülürken âdeta ağlarcasına ses çıkardıklarını, oğlu Bekir Onat, hatıralarına not düşer ki Bekir Beye bu bilgilerden dolayı teşekkür ederiz.

Ömer Onat’ın hanımı Fahriye Hanım ( 1907-1989), Koçhisar’lı Çıtak Kadir lakaplı Kadir Koçak’ın ve Hatice Hanımın kızıdır.

Çocuklara çok düşkündür. Bahçeye giren çocukları kovalayan eşi Fahriye Hanımına kızar, onları çağırır ve istedikleri üzümü almalarını söyleyerek onları sevindirir.  O, bu hareketiyle hem onlara şefkat dersini verir ve hem de hırsızlık yapmalarına engel olurdu. O çocukları bahçeye bu şekilde sokmakla, izinsiz almaya gerek olmadığını fiilen anlatarak, üzümün, istenilerek de elde edileceğinin yolunu açar, dolayısıyla hırsızlık yapmalarına engel olurdu.

Çocuklara düşkünlüğü ileri derecede idi ki onların önündeki ilim yolunda engel olmamalı, böylece başarıya, huzura giden yol açılmalıdır, der.

Cehalete ile olan mücadelede onu, büyük bir fedakârlıkta bulunduğuna şahit oluyoruz. Bilinen Zafer İlköğretim Okulu’nun arsasını bağışlar.

1952 yılında eskinin Halkevi Binasında başlayan Zafer İlkokulu, 1954 yılında yeni yerine taşınarak eğitim-öğretime faaliyetine devam eder.

Gönül, onun bu fedakârlığına mukabil, okula isminin verilmesini arzu eder ama o dönemlerde fevkalâde ehemmiyet arz eden; Cumhuriyet, zafer gibi tarihî hatıraları yâd eden isimlerin verilmesini o zamanın yetkilileri tarafından münasip görüldüğünü düşünüyoruz.

Olsun, Ömer Amca, zaten reklam meraklısı değil, aksine yaptığı hayrı, sessiz sedasız yapan birisi idi ki o, Allah bilsin, gerisi önemli değil, diyenlerdendir.

Cemiyete faydalı olmak, onun en büyük arzularındandır.

Mahalli gazetelerde yazılar yazarak, halkı aydınlatır. Çengel Gazetesi’nde Mustafa Yücel imzasıyla çıkan hatıralık taziye yazısında, Onat hakkında şu ifadeler onu tasvir eder:

Tahsili yoktu ama hayat okulu ona çok aydının bildiğinden fazlasını öğretmiş, omuzlarına çok aydının duymadığı, taşımadığı sorumluluğu severek almıştı.”

Rahmetli Ömer Onat, Çengel’de “Varlıklar içinde yokluklar” başlıklı yazısında özetle bir dağa çıkılarak ilçenin yüksekten seyredilip Allah’ın nimetlerine nazar edilmesine dâvet ediyor. Oradan meselâ kömür ocaklarına ve özellikle Tuz Gölü’ne dikkat çekilerek, Beyşehir Gölü’nden kanallarla getirilen suyun, olumsuz neticesine, gölün tabiî yapısının bozulduğuna dikkat çeker, yetkilileri uyarır. “İnsanları öldüren her hastalıktan tehlikelidir” başlıklı yazısında ise elçilerimizin şehit edilmesi karşısında hissiyatını ifade ederek anarşinin, bütün insanlık adına büyük bir tehlike olduğuna dikkat çeker. Ulus Gazetesi’nde çıkan yazılarını da bu hatıralara ekleyelim.

1950 yılında bakkal dükkânı açarak ticarete başlar. 1960 yıllarında Çiftçi Malları Koruma Derneği başkanlığı yapar. Almanya’nın Sesi Radyosu’nda ülkemizle alâkalı bir yarışmada derece alır. Eski Türkçeyi çok iyi bilir, Nüfus, Tapu ve Askerlik şubesi tercümesinden yaralanırlar. 1970 li yıllarda Kültür Derneği başkanlığı yapar.

Lüzumsuz harcamaları sevmeyen Ömer Onat, hatalı eğitime de karşı idi. Kültür Derneği Başkanlığı yaptığı dönemde öğretmenlere hitaplarında, halk-öğretmen kaynaşmasına teşvik eder, millî eğitime önem verilmesini ifade eder.

Beşerî münasebetlerde hep olumlu olmuştur. Dostları onun, sayısız yaptığı arabuluculuk yardımıyla adalet ve muhabbetle hareket ettiğini bilirler.

İlçemizin şairi ve emekli öğretmeni aynı zamanda Zafer İlkokulu’nda okumuş olan Ramazan Şimşek’in bir dörtlüğü ile anarak Fatihalara vesile olması niyetiyle hazırlanan bu hatıralık yazımızı sonlandıralım:

 

Petekler ballanır senin sayende

Bayraklar allanır senin sayende

Sınıflar güllenir senin sayende

Seni seviyorum Zafer Okulu.

 

Allah, rahmet eylesin. Âmin.

Mehmet Çetin

06.01.2019 Yeni Foça İzmir

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir