Çocukluğumuzun ilginç hatıralarından birisi de tezek, kerme, basma veya yapmadır.
Sabahın erken saatlerinden yayılmaya gönderilen sığırlar, gün batmadan dönerler. Evimiz, eskinin garajın üzerinde idi. Petrolcü Topal Hasan’ın evinden aşağıya kadar gider, gelen sığırların dışkılarını elimizle toplar, eve getirir, annemizin gösterdiği yere yığardık. Bu işi, arkadaşlarımızla bir yarış içerisinde sürekli tekrarlardık.
Sonrasında annemler o dışkıların içerisine saman karıştırarak bazan kasnağa basarak “tezek”, bazan da sanki hamur gibi açarak kaplumbağa sırtı şekline getirip “yapma” yapardı. Yapmayı çabuk kurusun diye kerpiç duvara yapıştırdığı da olurdu, tezekleri ise itinayla kasnak kalıbından çıkarır ve kenar yerlerde kurumaya bırakırdı.
Kuruyan tezekleri özenle ve aralarına boşluk bırakarak yuvarlak daireler hâlinde üst üste yığardı ki bazıları buna kalak der. Bizde bu piramit şeklindeki küçük tepeciklerin arasında saklambaç oynardık.
Tezeklerin arasında oynarken bir korkumuzu da burada bahsedelim. Özellikle sıcak yaz aylarında o tezek tepeciklerinin içi, serin oluyor. Yılanlar oraya saklanıyor. Giren yılanı çıkarmak, iç kısmına ulaşılamadığı için büyüklerimiz ancak seslenerek ya da çomak sokarak onları uzaklaştırırlardı.
Ahırda kıyıda kenarda kuruyarak sertleşen ve kalıplar halinde sökülen kermenin yakılması sertliğinden dolayı zor ama yakıldığında da geç soğur.
Basma ya da yapmalar kuruduğu zaman tezekler gibi üst üste yığılıyordu. Çoğu, yabanda hayvandan düştüğü yerde kuruduğu da vakidir. Bunların maliyeti daha da ucuzdur.
Küçükbaş hayvanların dışkısından kaplumbağa sırtı şeklinde yapılan yapmalara bazı yerde “bişkul” denilir ki bunların büyükbaş hayvanların tezekleri kadar fazla ısısı yoktur. Daha çok ocakta pişirilen yemeğin ısıtılması ya da bazı ekmeklerin yapımı için saçların altında yakılır.
Mahlûkatın yaratılmasında hikmetsiz hiçbir şeyin olmadığının mahcup deliller içerisinde tezek, birinci sıralarda gelir. Tezeğin günlük hayatın içerisinde ısınma, ısıtma, barınma gibi bilinen alanların ötesinde hemen akla gelmeyen başka alanlarda da kullanıldığı bilinen bir gerçektir. Bir kısım kümes hayvanlarının bu kalaklar içerisinde yaşadıklarını da hatırlıyoruz. Kömürün yanması ile oluşan hava kirliliğine göre tezek yakımı daha masumdur.
Ekinlerin büyütülmesinde, evin ısıtılmasında, yemeğin pişirilmesinde, ev ve barınakların yapılmasında, yakılıp cam kenarına konularak sineklerin uzaklaştırılmasında, yeri geldikçe duvara sıva yapımında kullanılmasında, bir kısım bakteri, arkeolojik buluntulardan anlaşıldığı kadarıyla tohum ve botanik malzemelerin muhafaza edilerek sonraki nesillere nakledilmesinde, muhtemelen insanlık tarihinden öncesi hayata dair bilgilerin hayvan dışkısı içerinde saklanarak taşınmasında, yüzyıllardır hayat ve edebiyatımıza konu olan tezek hakkında ne denilse hakkıdır.
Kaldı ki bir şekilde pek çok insanımızın hatıralarında unutulmaz anıları ile yâd ettiğimiz tezekli hikâye ve fıkraları ile de varlığı sürdürülmektedir.
Ama unutmayacağımız bir şey daha var ki Anadolu’daki tezek-kerme-yapma hizmeti kadınların eseridir, ihtiyaç oldukça güçleri yetmediğinde erkekler yardımcı durumundadırlar.
Yuvarlak şekil alması için kasnağın içerisine doldurulan dışkılar, ayaklar ile basıldığı için “basma”; daha pratik olması noktasında elle yapıldığı için “yapma”; ahırda kuruyarak sertleşip kalınlaşarak tabaka halinde olması ile “kerme” isimleri ile ama genel olarak hemen hepsini temsil eden “tezek” ismiyle anılan tezek, dün de bugün de yarın da hayatımızın vazgeçilmezlerinden olarak devam ediyor.