Rahmetli Alişen Amcam, 1955 yılında Cavlak’tan Koçhisar’a göçer.
Hancı Vedat’ın Başaran Hanı ve Mandıroğlu Han’larını kısa dönemlerle kiralayarak hayvan besler, kasaplara satar. Daha sonrasında da Hapishânenin üst tarafındaki evinin geniş avlusundaki ahırlarda besi işini sürdürür.
Önceleri eski Sebze Hal’in soldan üçüncü dükkânda Zeki Koçaş ve Vahdet Yılmaz ile üç ortak, kasap dükkânı açarlar.
Daha sonrasında Hal’in girişindeki bilinen dükkânı yalnız olarak tutar ve orada Asrî Kasap olarak kasaplığa devam eder.
Zaman zaman kasalarında durur yardımcı olurdum. Ancak, yaptıkları et yemeklerinin tadını da unutamıyorum, doğrusu.
O zamanları Mandıroğlu İşhanı tarafından çarşıya girişte sol sırada olan Lokantacı Galip ile bir dönem ortak oldular.
İlk evlâdı Ethem (Âdem diye tanınır) ikinci evlâdı Seride vefat eder ancak ardından doğan üçüncü evlâdına Seride ismini koyarlar. Sonrasında Adalet, Şemsi, Rukiye (Urkuya veya Ukkuş diye bilinir), Yeter ve Hamza olmak üzere sekiz çocuğu vardır.
Küçüklüğümde annemlerle en fazla onlara giderdik. Hapishanenin üst tarafındaki yoldan yukarıya çıkılırdı. Evlerinin arkasında berber Raşit Altındağ’ın evi vardı.
Eskiden yengelere “gelinbacı”der idik. Zeynep Gelinbacım gerçekten sevilen bir kişiliğe sahiptir. Büyükle büyük, küçükle küçük olur.
Hemen her insanın vazgeçemediği bir takım alışkanlıkları vardır. Esasında insan alışkanlıkları ile vardır.
Kendisinin unutamadığım tek alışkanlığı vardır ki arşive girecek kadar onda yer etmiş. Şöyle ki: Halin girişinin çarşı asfaltı tarafında, yarı orta yerde durur ki bir taraftan da dükkânı gözetler. Ayaktadır ve Mandıroğlu tarafına yöneliktir. Başındaki kurşunî fötr şapkası da hafifçe arkaya kayıktır. Ayaklar biraz açık. Bu vaziyette iken bir eli sürekli arkasında ama esas diğer elinin işaret parmağı istisnasız burnundadır ve hazine arayışını bir ömür boyu sürdürür. Benim böyle bahsetmemden dolayı ayıplamayın lütfen, bir kişilik portresi çizmeye çalışıyorum. Kasap Alişen’i tanıyanlar, bu tesbitime hak vereceklerdir.
Son yılları hastalıkla geçti. Bilinen müzmin öksürüklerinin yanı sıra romatizma, tansiyon, şeker de eklendi. Bu rahatsızlıklar onda asabiyete de sebep oluyordu. Ticarette başarılı olamamasına rağmen yardımsever, duygusal ve dürüst bir kişiliğe sahiptir. Kendi ifadesine göre babasını hiç azarlamamış ki bu hasleti bize örnek idi.
Evine girildiğinde soldaki odanın hemen solunda karyolada yatardı. Sesi duyulsun diye uzatılan kablo ile zil bağlı idi. İbadete kendi de hanımı da çok düşkündür.
Saf ve masum olan Zeynep Gelinbacım; kusurları gizler, kimsenin yüzüne vurmazdı. Kırılırdı ama kırmazdı. Yardımseverliği, hak etmediği şeyi almazdı.
Elinden teşbihi hiç düşmezdi ki televizyon seyrederken de. Bir defasında bana bu durumunu sorduğunda gülerek “Lâ ilâhe illallah, ulen ne çıplak!” demeye geliyor, senin bu hâlin, demiştim ve gülmüştü. Televizyondaki diziler vs. malûm!
Koçhisar’ın Cavlaklı Kasap Alişen’ine (1916-1984) ve hanımı Zeynep Gelinbacıma (1927-2003) Allah rahmet eylesin, mekânları Cennet olsun. Âmin.
Mehmet Çetin
13.09.2018 Yeni Foça İzmir
One comment