Sami İnevi
09 Mart 1928 de Şereflikoçhisar’da dünyaya gelen Sami İnevi, 09 Mart 1993 günü vefat eder.
İlginç bir tevafuk ki Mart’ın dokuzunda gelir ve Mart’ın dokuzunda gider. Bu tevafuka bir ilave tevafuk olarak da torunu Mart’ın dokuzunda dünyaya gelir.
Babası Mehmet, annesi Ayşe’dir.
1948 yılına kadar Kale mahallesinde ikamet eden Sami İnevi, Hürriyet mahallesine taşınmanın ardından 1950’de askere gider. Askerlik öncesi, ilçeye gelen Refik Başaran’dan saz çalmasını öğrenir. Elinin, sanata ve tamirata çok yatkın olması sebebiyle saz çalmanın ötesinde saz imalatını da öğrenir ki askerlikte hem çalmak ve hem de imalat, işe yarar.
1952 yılında vatanî görevden dönerek yağ fıçılarından soba ve borusunun imalatını yapar. Lüks ve gazocağı tamirini devam ettirir. Zaman ilerledikçe piyasaya çıkan her nevi kullanım alet ve araçlarının tamirinde maharet sahibi olur, âdeta elinden gelmeyen iş kalmaz.
O yıllarda yeni yeni kullanılan süt makineleri halkın çok işine yarıyordu.
Hazır süt makinesi demişken onunla alâkalı bir hatırasını yâd edelim.
Süt makinesi arızalı olan vatandaş, Kayseri’ye, makinenin fabrikasına götürür. Oradaki bir yetkili nereden geldiğini sorar. Adam, “Koşsar’dan”der. Yetkili, bizim hemşeriyi yukarıdan aşağıya süzer ve “Kardeş, sen buraya boşuna gelmişin! Sizin orada Sami adına bir usta var, ona götürseydin bari. O bu işten daha iyi anlar.” Tabi, bizimki şaşırır ve doğruca nefesi Sami Ustanın dükkânında alır.
Erkenden Sami Ustanın dükkânına damlar, kucaklar ve “Helâl olsun be Ustam, tebrik ederim seni, namın Kayseri’ler de dolaşır.”, der ve başından geçeni anlatır. Sami Usta, sükûnetle karşılar, “Otur bakalım hele bir sen, soluklan, hem de ben bir çay söyleyeyim. Sen içerken ben bir bakayım.”, der.
Sami Usta böyle biridir işte. Her nevi maharet maşaallah elinden gelir, tamir adına. Ustası olmayan usta, Sami Usta, yanında çok usta yetiştirir, pek çok insanın koluna sanat-meslek bileziği takar.
Ticarî ahlâkı her zaman yâd edilir, hürmeti, vefası, hatırşinaslığı ile kabul görür, hürmet edilir, hürmet görür, mütevazidir, yalandan nefret eder, yanında ettirmez.
Onun bir de Kör Hüseyin ile olan hatırasını da burada nakledelim.
Muhtemelen Hüseyin’in öncesi yıllarında olsa gerek. Bisikletin çok yaygın olduğu devirde özellikle gençler arasında. İşte o sıralar Hüseyin’i bir merak salar ki sormayın. Bu arzu, onu bir tatsız hâdiseye sürükler. Hikâyenin devamını nakledelim:
Sami Usta, bir sabah evden çıkar, dükkânına gitmek üzere yola düşer. Demirköprü’ye yaklaşmıştı ki karşıdan bisiklet üstünde birisi hızla ve kontrolsüz gelerek köprünün demir korkuluğuna çarpar ve aşağıda akan çaya düşer. Usta, fırlar ve aşağıya inerek Hüseyin’i sudan kenara çıkarır. Çıkarır çıkarmasına ama şaşkınlığını atamaz ve nihayet patlar:
–Be Hüseyin! Gözün görmez, ne diye bisiklete binersin yahu!
Ihlayarak doğrulan Kör Hüseyin cevap verir:
–Sorma, Sami Usta! Benimki de delilik! Çok merak ettim, çocuklar biniyorlardı, istedim, beni bindirdiler amma, postanenin rampadan aşağı itince soluğu çayda aldık, maalesef.”
Lahavleyi çeken Sami Usta, Hüseyin’i ayağa kaldırır, ihtiyacının olup olmadığını sorar ve yola revan olur.
Hanımı Naciye İnevi
Sami Usta, 1966 ve 1975 yıllarında hacca gider. Günay, Âlime, Arife, Müjgân, Mehmet, Ayşe ve Erhan isimlerinde yedi evlâd sahibidir.
Sevenlerinin omuzlarında taşınarak dualarla 1993 yılında ilçe kabristanına defnedilir. Allah rahmet eylesin.
Sosyal medya yorumlarından
Erhan İnevi
TEŞEKKÜR
Şereflikoçhisar’ımızın
Yıllardır sesi olan ve çalışmalarıyla göz dolduran ÇENGEL GAZETESİNE ve İlçemizin önemli Şahsiyetlerinin hayatını bizlere nakleden ve geçen yazısında rahmetli Babam Hacı Sami İNEVİ nin hayatını kaleme alan benim Altın Kalem Lakabını verdiğim Mehmet ÇETİN Abime Çok Teşekkür ederiz
Böyle yazıların devamını bekleriz
Hayrettin Bozkurt
Allah rahmet eylesin mekânı cennet olsun 1979 un sonunda köfte yapacağım bir ocak yap, dedim, bana ocak yaptı. Hâlâ kullanıyorum.
Mehmet hocama saygılar sevgiler selamlar sunuyorum
T.C. Günay Doğan
Sami abi tanıdığım en beyefendi insanların en önde gelenidir. Belediye hamamının girişinde tamirci dükkânına sık uğrardım. Elinden gelmedik iş yoktur. Ağırbaşlı herkesi güler yüzle karşılar. Ben bu aleti yapamam demez. Bırak bi bakayım, derdi.
Sami abinin yanılmıyorsam av merakı da vardı
Mehmet adındaki oğlu nerelerde benden selam
Mekânı Cennet olsun Ustamın
Yılmaz Öztürk
Hacı Sami
Namı diğer Kınacı Sami
Alanında usta, bilge, insan gönüllüsü, dost canlısı, sevilen sayılan vazgeçilmez bir insan.
Rahmetle anıyorum.