Memleketimin yollarında yürüyorum 8
Veterinerlik

Hürriyet Camisinin karşısında veterinerin evi vardı. Burada inek çekme işinin yaptırıldığı tosun-inek çiftleştirilerek üreme merkezi vardı.
Hürriyet Camisinin çaprazının biraz yukarısında iki katlı evler ve hemen sola, bağlara ayrılan yolun üst tarafında Lömenlerin evi vardı, sarı renkli. Onların o yaman köpekleri zincirleri kopartırcasına havlamaya başladılar.
Bağlara ayrılan yolun ilerisi yün yıkamaya gittiğimiz dereye varır.
Yün yıkanan dere
Rahmetli annemlerle yün yıkamaya bu yoldan giderdik, yukarı köprünün oraya. Tokaçlarla, suda ıslatılan yünü, köpüğü çıkıncaya vururduk. Başlangıçta koyu renkli kirli köpükler çıkar ve ağarıncaya kadar dövme devam eder. Yünü çevirir, toplar yeniden döverdik. Ağarma olunca anamıza gösterir, tamam, dedi mi, hemen o parça yünün suyunu sıkar kenardaki taşlara kurusun diye sererdik. Elbette bu iş, ekip işi, onun için horanta ile geliriz ki akşam olmadan iş bitsin diye.
Yün yıkama işlerini, hatıralarımıza kaydederek yolumuza devam ediyoruz.

Mithat Ateş’in yorumu
Köpeklerden bende korkardım daha yakın olmasına rağmen o yoldan inmezdim. Derede yazın yün yıkardık. Bende annemin yanında dururdum. Şimdi su kalmamış. Yün de alan satan yok gibi. Demirli köprü sokakta evimiz bekçi ramazanlarının evinin devamında. Fotografçı Özkan vardı. Muhtarlıkta yaptı. Kacarlı Karahasanlar uzun Alladın amca vardı Koçhisar’ın yerlisi. Beyhan teyze camcı Karahasan amca birde İzmir’de de komşumuz olan 8 çocuğu da üniversite okuyan özel idarede çalışan Vacit amca . Veteriner yerinde bizde ineklerimizi aşılatmıştık. Hemen yanında şükrü amcanın evi vardı. Yıldırım petrolün babası. Onun yanında da Şenoğlular vardı şimdi gittiğimde bizim sokakta tanıdık kimse kalmamış. En son bir Özkan vardı muhtar. Herkes terk etmiş. Koçhisar küçülüyor. Şu anki halini hak etmiyor….
Birde iğne satan şamil amca vardı yıldız nameye bakardı
Şamil amca bizim mahallede değildi. Sokağa gelince herkes toplanırdı