Zibide Ebeyi hatırladıkca,Türklerin eski geleneklerinin orta direği olan ve her şeyi bilen, yapan ana kadını hatırlarım.
Halk arasında Zibide Ebe diye bilinen ve Sözenler sülalesinden olan Zübeyde Gündüz (23.03.1908/13.01.1993) ve Şıh Ali Gündüz ( 01.07.1891/06.04.1976) ailesinin Niyazi ve Kadir isimli iki oğlu, Fikriye ve Lâtife isimliiki kızı olmak üzere dört çocuklarının yirmiyi aşkın torunları var. Zibide Halanın annesi Raziye’nin 101 (ya da 114) yıl yaşadığı bilinir.
Fikriye, Nafiada (Bayındırlık İşleri ) çalışan Abidin (Onbaşı) Akın ile evlenir; Lâtife ise sebzeci Fevzi Yiğiter ile evlenir. Fikriye ve Abidin ailesinin oğlu rahmetli Arbak, Müzeyyen Ablamın beyidir.
Ana kadın, en çok sevilen ve sayılan olmanın yanında ailede o; erkeğinin kadını, çocuklarının anasıdır. Sadece Koçhisar’ın değil, uzak yakın herkesin tasası, yasası ve huzuru ile alâkadar olan Zibide Ebe, altmış yıl ebelik yapmıştır. Ebe diye anılmasını, bu hizmetiyle de hatırlamak lâzım.
Şıh Ali, bağ bahçe geliri ile geçinirdi ama Zibide Hala, fiilen çalışırdı. Onu; bağdan, sırtına çalı-çırpıyı sarmış gelirken gördüğümüz gibi, topladığı üzümlerden birer cıngıl, eşe dosta ve çoluk çocuğa ikram ettiğini de hatırlarız. Asmanın ışgını, unutulmaz ekşimsi tadıyla onun elinde tatlanır, erik ve zerdali ballanırdı. Onun dili de eli de tatlı idi. Çocuklar onu, cam şekeriyle de hatırlar.
Evinin tamir ve tadilatında bir erkek gibi çalışır, badana yapar ama akşama da erinin aşını hazırlardı. Şıh Ali’ye gelince; başında fotörü, yazın gölge olan duvarın kenarında tütününü sarar. Kolunu kırıp gelen çocuklara “edsel (eşşek) sipasi, yine mi kölüne (kolun) cıktı?” diyerek acı içinde kıvrananların tebessümüne sebep olurdu.
Doğumdan ortopedik bütün rahatsızlıklarda bilgi ve mahareti vardı. Sayılamayacak kadar sadece Koçhisarlıların değil uzak yakın çevreden gelenlerin kırık, çıkık, çatlak vs. rahatsızlıklarını maharetle tedavi ederdi. İstisna kabilinden yanlış uygulamalarını bile sonrasından tadilat ile tedavi yaptığı da olurdu.
Yaptığı hizmete kesinlikle ücret almaz, gelenler ya minder altına o görmeden birşeyler sıkıştırır, ya da çay şeker gibi hediye bırakılardır. Farkettiği parayı iade eder ya da çocuklara dağıtırdı. Hele, fakir fukaradan kesinlikle hiçbir şey almazdı.
Fakir fukaranın doktoru Zibide Hala; tedavilerinde torunu Müjdat Yiğiter’i yardımcı almış ve yetiştirmiştir. Müjdat, Zibide Ebesi sonrasındaki 40-45 yıldır kırık-çıkık hizmetine devam ediyor. Bugün ona da uzaktan yakından gelen hastaları vardır.
Koçhisarlı yetişkin ve çocukların doktoru, halk arasında Zibide Ebe ile tıp alanında Dr. Turgut Çolakoğlu vardı. Tecrübesiyle, röntgene ihtiyaç duymayan tedavi yeteneği, Allah’ın ona verdiği bir ihsan olmakla beraber alanını aşan hastaları da doktora gönderecek dikkat ve sorumluluk sahibiydi.
Onun eli ve dili vesilesiyle şifa bulanların duaları, onunla olsun. Allah rahmet eylesin.
Mehmet Çetin
28.02.2018 Yeni Foça İzmir
Allah’ım gani gani rahmet eylesin mekanı cennet olsun. Torunu olmaktan gurur duyduğum bir insandı. Senden de Allah razı olsun dayım. Emeğine sağlık güzel yazı olmuş. Rahmetle anılmasına sebeb oldun.