Elmas Kılıç

Avatar photoPosted by

Elmas Kılıç

Risale-i Nur Külliyatı’nda yaklaşık iki yüz yerde geçen “Elmas Kılınç” ifadesi, bu makalemizin konusudur.[1]

Bilindiği üzere kılınç, çelikten yapılır, elmastan değil. Kimyevî özellikleri itibariyle de tamamen farklılık arz eden çelikten mamul kılınç ile kıymetli maden olan elmas, Bediüzzaman’ın lügatinde birleşir ve zahiri manasının dışında bir anlam yüklenip, farklı bir hüviyetle kullanılır.

Kılıç ya da kılınç; sadece savunma veya saldırı aleti olarak kalmayıp, kuvvet, hâkimiyet, adalet, cesaret ve bağımsızlığın da manasını ihtiva eder. Elmas ise; saflık, sertlik, kıymetlilik gibi özelliklere sahiptir. Pırlanta ise, elmasın işlenmiş hâlidir ki konumuz haricidir. [2]

Elmas; delme ve kesim sanayiinde, sert metallerin, alaşımların, metalik olmayan minerallerin, cam, seramik, kırılgan malzemelerin kesiminde kullanılır. Burada yapılan kesme işleminde elmas, sıfıra yakın hasar, talaşsız, daha sağlıklı delim ve kesim yapılır.

Yaşadığı dönemin teknolojik gelişmelerinden de haberdar olan Bediüzzaman, elmas ve kılıcın özelliklerinin ötesinde onların üzerinde sembolize edilen manalara işareten belki de geleceğin meselâ lazerli kesim gibi ileriye yönelik atıflarda bulunuyor olabilir.

Bediüzzaman, elmastan kılıcın olmayacağını elbette pekâlâ biliyor lakin burada ifade etmek istediği bir başka mana var ve bunu da edebî sanat olsun diye kullanmıyor, o bir hakikati, en güzel ve veciz şekilde ifade etmek istiyor ki o da Kur’ânî hakikatlerin birer elmas kılınç olduğudur.

Risale-i Nur’da elmas kılıç tabiri, esas itibariyle Kur’ân-ı Kerim için kullanılır, mesela: “Madem Risale-i Nur, bu mu’cize-i kübranın (Kur’ân’ın) elinde bir elmas kılınç hükmünde hizmetini göstermiş ve muannid düşmanlarını teslime mecbur etmiş.”[3]

Makam gereği Kur’ân’a müsteniden Risale-i Nur için de kullanıldığı bilinir, şöyle ki: “Kur’ân’ın i’cazını isbat eden bu risale ve arkadaşları olan İşârâtü’l-İ’caz ve Mu’cizat-ı Kur’ân’iye risaleleri Kur’ân-ı Hakîm’in birer elmas kılıncıdırlar.”[4]

Değer ve kuvvet manalarını takviye ederek bir topluluğu ifade için de kullanılır: “Gariptir, hem çok gariptir: Yedi yüz sene müddetinde İslâmiyet’in ve Kur’ân’ın elinde şerefşiar, barikaâsâ bir elmas kılınç olan Türk milletini…[5]

Talebelerini teşvik için “…kuvvetli, ciddî, samimî, gayyur, fedakâr ve kalemleri birer elmas kılınç olan kardeşleri bana muavin ihsan etti.”[6], diye de kullanır.

Hakikatin ifadesi için “…dalaletin menbaı olan tabiat tağutunu burhanın elmas kılıcıyla parçalamak ve…”[7], şeklinde de kullanılır.

Bazı tahripler, tamire vesile olur. Kılıç, tamir değil tahrip yapar, keser. Risale-i Nur, kafalardaki yanlış düşünceleri keser, onu Kur’ânî esaslarla tamir eder. Risale-i Nur’un, “elmas kılıç” olarak nitelendirilmesine bu yönüyle de bakmak gerekir. Kafaları keserek öldüren kılıç değil, hatalı düşünceleri keserek, dünya ve ahiret saadetine vesile olacak icraat yapıyor. “Neşrolunan Sözler, Hakaik-i Kur’ân’iyenin birer anahtarı ve o hakaiki inkâr etmeye çalışanların başlarına inen birer elmas kılıçtır.”[8]

            Çoğaltabileceğimiz örneklerle anlatılmak istenen, manaları mecaz ve teşbihin çeşitleriyle yapılan ifadelerde hep anlatılmak istenen manaya dikkat çekilir, sözün kendisine değil.

Mehmet Çetin

13.05.2025 Bahçecik, Foça, İzmir

[1] Bu yazıya vesile olan Dr. Nuri Durucu hocamıza teşekkürler.

[2] Elmas/kömür/pırlanta bileşenleri terimlerin konu edinildiği makaleler için bak: https://www.risalehaber.com/insanin-tagayyurumetamorfoz-1-22694yy.htm; https://www.risalehaber.com/komur-ve-elmas-ruhlar-2-22705yy.htm

[3] Bediüzzaman Said Nursi, Sözler (2016), s. 179 (13. Söz’ün 2. Makamı)

[4] Bediüzzaman Said Nursi, Mesnevî-i Nuriye (2017), s. 290 (Fihrist)

[5] Bediüzzaman Said Nursi, Şualar (2017), s. 628 (5. Şua)

[6] Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat (2017), s. 439 (28. Mektup 7. Risale)

[7] Bediüzzaman Said Nursi, Sözler (2016), s. 453 (25. Söz))

[8] Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat (2017), s. 502 (29. Mektup 6. Risale)

5 comments

  1. Yeni Asya’daki köşemize yapılan yorumlardan
    Hüseyin Çeşitçioğlu

    Elmas kılıç/ pırlanta kılıç teşbih değil gerçek! Metamorfozun (tagayyür) en çarpıcı ve güzel örneği şüphesiz elmas madeninin mücevher oluşumudur. Elmas; dünyanın en az 150 bin kilometre derinliğinde ve en az 1 milyar senede, 1050 derece sıcakta ve 50 kilobar basınç altında oluşabilen çok değerli bir mineral mücevher. En mükemmeli tam saydam ve renksizdir. Saf karbon atomlarının billurlaşması/kristalleşmesiyle oluşur. Elmas; magma çekirdeğine yakın katmanda oluşturulur. Bir elması kesip çizebilen tek şey başka bir elmastır. Günümüzde elmas lazerle kesilebilir. Erime noktası 3547 °C’dir. Yoğunluğu yaklaşık 3,5 gr/cm³tür. Havada 850 °C’de yanar. Elmasın sayısız ara formu vardır, alt tabakada en bilineni cam kesen elmastır. Havasız ortamda 1500 °C’de grafite/ saf karbon/ dönüşür. Elmasa (pırlanta) ancak tuz ruhu ve kezzap zarar verebilir.

  2. Yeni Asya’daki köşemize yapılan yorumlardan
    Raşit Örenel

    Abi Allah razı olsun. Bir tashih bir de katkı bir de tavsiyem olacak. Risale-i Nurlarda başka yerde Kur’ân için “elmas kılıç” tabiri geçiyor mu bilmiyorum fakat, dikkat ederseniz, Kur’ân için “elmas kılıç” tabirinin kullanımına verdiğiniz örnekte de kılıç ile kastedilen yine Risale-i Nurlardır. Orada mucize-i kübra olan Kur’ân’ın elindeki elmas kılıcın Risale-i Nur olduğu ifade ediliyor. Katkı babından ise şunları söyleyebilirim; Kur’ân’ın etrafındaki surlar yıkılınca Kur’ân kendini doğrudan doğruya müdafaa edecek ve bunu yaparken kullandığı silah ise Risale-i Nurlardır fakat zamanımızda maddi cihad kapısı kapalı olup, kılıçlar kınına girdiği için elmas kılıç benzetmesi yapılmış, hem bir savunma silahı çünkü kılıç, fakat elmas olması cihetiyle de bedene zarar verecek değil Kur’ân’ın nurunu teşrih edip, renklerine ayırarak ilmi müdafaa yapacak bir kılıç.

  3. Yeni Asya’daki köşemizde yapılan yorumlardan
    Enes
    Raşit bey elmas bedene zarar vermez mi? Camı biçiyor bedene ne yapmaz. Hiç görmediniz mi yoksa?

  4. Yeni Asya’daki köşemize yapılan yorumlardan
    Raşit Örenel

    Bilakis Enes bey camcı olduğum için bahsettiğiniz, adı elmas kendi çok sert metal olan aletleri sizin gördüğünüzden çok daha fazla her gün kullanırım, ayrıca kullandığım için biliyorum, bahsettiğiniz gereç camı biçmez, üzerine çizik atarak çalışır. Fakat makam itibariyle elmas gibi kıymetli bir madeni sırf insan öldürmek için yapılan bir aletin yapımında kullanmak abes olacağı için, yazarın da Risale-i Nurdan iktibas ettiği ve etmediği pek çok yerdeki manaya dikkat edersek elmas kılıca, çelik kılıçta olmayan bir fonksiyon yükleniyor, bu ise Kur’ân’ı, Kur’ân’ın ziyasından aldığı nurla müdafaadır, ilmi, fikri müdafaadır.

  5. Dr. Nuri Durucu
    Elmas, edebiyatta hem somut bir değer hem de metaforik anlamlarla sıkça kullanılan bir imgelerden biridir. Sertliği ve dayanıklılığı ile azmi, direnci, kalıcılığı simgeler. Parlaklığı ve nadirliği nedeniyle güzelliğin, saflığın ve değerli şeylerin temsili olarak da öne çıkar.
    Klasik şiirlerden modern romana kadar pek çok eserde elmas, insan ruhunun sert ve yumuşak yanlarını betimlemek için kullanılmıştır. Örneğin, zorluklara rağmen yıkılmayan karakterlerin “elmas gibi sağlam” oluşu anlatılır. Aynı zamanda “elmas gibi parlak bir gelecek” ifadesi, umut ve başarı sembolü olarak yer alır.
    Elmas, bazen de insan ilişkilerinde değer verilen ama koparılması zor bağları anlatmak için mecazi bir araç anlatımı olarak da kullanılır. Bu açıdan, edebiyatta elmas madeni çoğunlukla dayanıklılık, güzellik, nadirlik, talep-moda, gelenek ve taşınabilirlik kavramlarının iç içe geçtiği zengin anlamlar taşır.
    Tasavvufi literatürde, elmas “insanın kalbindeki en derin ve en saf hakikati” sembolize eder. Kalbin pisliklerden arındığında elmas gibi parlayacağı ve ışıldayacağı ifade edilir. Ayrıca elmasın mükemmel sertliği, sabır ve metanetin simgesi olarak kullanılır.
    Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, kalbin saflığı ve hakikatin parlaklığı için elması kullanır:
    “Kalbim bir elmas gibi saf ve berrak,
    Nefsimin karanlığından arınarak.”
    Beytinde nefsin karanlığından temizlenmesiyle hakikate ulaşma vurgusu yapılır.
    Yunus Emre’de elmas, ilahi aşkın getirdiği dayanıklılık ve kazanılan özellikleri simgeler:
    “Aşk ile elmas gibi olasın,
    Kırılmaz, çizilmez, ışıldarsın.”
    Diyerek aşkın, insanı atomları karbon olan kömürden elmasa dönüştürdüğünü, ayrıca sağlamlaştırdığını, böylece ruhun dolup nurlandığı imgesiyle geçer.
    İbn Arabi elmas metaforunu, hakikatin çok katmanlı ve kırılmaz doğasını anlatmak için kullanmıştır. Ona göre, elmas gibi sağlam ve berrak kalp, Allah’a ulaşmanın yoludur.
    Hacı Bayram Veli, elması, ruhun en derin arınmış halinin simgesi olarak görür; bu hal, nefisten tam bir temizlenme ile mümkün olur.
    Özetlemek gerekirse tasavvufi gözle elmas, sadece fiziksel bir taş değil, insan ruhunun en saf hali, ilahi aşkın kazandırdığı dayanıklılık ve hakikatin parlaklığıdır.
    Aynı teşbih Risalelerde Kur’an’ın “elmas kılıcı” ifadesiyle yer alır.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir