Çalışmak

Avatar photoPosted by

            Çalışmak

            İnsanın yanına kalan, çalıştığıdır. Ancak bu çalışmak sadece kendi çalıştığıdır.

Ne var ki kendisine ait olmayan çalışmaların mahsulü ona verildiği zaman kıymetinin bilinmemesi de doğrusu çok acıtıcı bir gerçektir.

Neden mi? Bunu bildiğiniz misal ile hatırlatalım.

Vakti ile oğluna ders vermek isteyen baba, oğluna her gün yüz lira getirmesini tembih etmiş. Hayırsız evlâd doğruca annesine gider her gün yüz lirayı ondan alır ve babasına giderek verirmiş. Babası da o parayı gözünün önünde çöpe atarmış. Bir müddet babası buna tahammül etmiş. Baba artık ders vermek için oğlunu sıkmanın zamanı geldiğini düşünerek annesine para vermemesini tembih etmiş. Evlâd, akşama babasına vereceği parayı gündüzün annesinden alamayınca hemen doğruca çarşıya gidip iş aramış. Hamallık, inşaat işçiliği ne bulursa razı imiş. Nihayet bir iş bulup akşama kadar kan ter içerisinde çalışmış. Ücretini aldığında akşam ezanı okunmak üzere koşarcasına eve gidip parayı babasına vermiş. Babası da her zaman ki gibi parayı tam çöpe atarken evlâd, babasının elini havada yakalayarak:

-Dur baba! Sen ne yapıyorsun? Çöpe atacağın o parayı kazanmak için akşama kadar anamdan emdiğim süt burnumdan geldi. O parayı çöpe attırmam, demiş.

Dersin anlaşıldığına kanaat getiren baba:

-Evlâdım, ben sana bu dersi vermek için bu işi tertipledim. İnsanın kendi alın terinden daha kıymetli malı yoktur, unutma bunu!

Evet, insanın en değerli malı, kendi emeğidir. O hâlde kazandığımız ve kazanılmış bütün mallara, kendi kazandığımız mal imiş gibi sahip çıkmalıyız, kıymetini bilmeliyiz.

Gel gör ki babasının mirasına konan ve onunda kadr-i kıymetini bilmez mirasyedi hayırsız evlatların hikâyeleri dillerde dolaşır, acı acı.

Mehmet Çetin

05.11.2012 Çiftehavuzlar Çiğli İzmir

 

 

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir