Bazı hatıraların kayda değer hususlarından dolayı zaman ve zemini uygun oldukça hatırlanması faydalı olmaktadır. Zaman ve zeminini size bırakarak faydalı olacağını ümit ettiğimiz bir hatırayı paylaşmak istedik.
Namaz tesbihatının ardından mescidin karşısındaki işyerimden dışarı çıkan cemaati seyrediyorum. Uzun sakallı yaşlı bir amcaya etrafındakilerin hürmeti dikkatimi çekti. Baktım, rahmetli babam da aralarında. Kimdi bu amca? İçimden “Gelseler de bir ikindi çayı ikrâm etsem ve sohbet etsek.”geçti. O günlerde Yenice Köy’de “Baba” diye tanınan zatın oğlu çok anlatılıyordu.
Anlaşılan babam davet etmiş ki doğruca dükkâna geldiler. Çayların dağıtılmasını fırsat bilerek babama doğru eğilip usulca kim olduğunu sorduğumda, “Yenice Köydeki…” lâfını yarı kestim. Hemen:
–Hocam, ziyaretinize gelmeyi arzu ediyordum ama burada nasip eden Rabbime hamdolsun. Size açmak istediğim bir derdim var, dedim.
Hoca merakla,
-Buyur evladım, dedi.
-Hasanoğlan Öğretmen Okulunda yatsı namazını koğuşta kılarken rahatsız olan birisi, “Her şeyi Allah yaratıyor, diyorsunuz. Peki, Allah’ı kim yarattı?”dedi. Bu arkadaşa ne cevap vermemiz lazım?, dedim. Tövbe estağfurullah çektikten sonra,
–Lem yelid ve lem yuled, dedi Hoca.
–Hocam, dediğinizi bu gençlere nasıl anlatacağız? Arapçası yok, en kötüsü imanı yok.
-Ama evladım, Allah’ın ayetinde böyle yazıyor.
-Eyvallah Hocam, ama zamanın gençlerine bunları nasıl anlatacağız? Bunların dilinden bir şeyler anlatmak lâzım. Hem size bir şey daha sormak istiyorum.
-Buyur, deyince devam ettim:
–Kur’an-ı Kerim’in her asırda tefsirini yapacak bir müfessirin geleceği söyleniyor. Bu asrın insanı olarak bize de gelmesi lazım. Biliyor musunuz böyle bir müfessiri, dedim. Yardımcı olabilir misiniz?
–Hayır, evladım deyince uzatmadan,
–Ben Risale-i Nur Külliyatı’nı ve Bediüzzaman Said Nursi’yi biliyorum, deyince
–Evladım, sen zaten kaynağını bulmuşsun, beni niye yoruyorsun, dedi.
Allah rahmet eylesin, etrafındaki Müslümanlara faydası çok olan Hocamızla geçen bu hatıra benim nazarımda çok ibretlidir. Zamanın imamını tanımamanın ne kadar büyük eksiklik olduğunu yaşayarak anladım.
Mehmet Çetin
20.10.2015 Bostanlı İzmir
ASRIN İMAMINI TANIMAYAN CAHİLİYE ÖLÜMÜ ÜZERİNE ÖLÜR…. veya ASRIN İMAMINI TANIMAYANIN İMANI REDDOLUNUR…. manasında hadislerin olduğunu işitmiştim. Bunun anlamı şu olsa gerektir: Bulunduğu asrın imamını tanımayan yani Kur’ân’dan o asrın ihtiyacına yönelik yazarak sunduğu reçeteleri kullanarak imanını yeniden inşa etmeyenin imanı o asırdaki küfür cereyanlarına karşı duramaz ve imanını kaybeder ve imansız ölür…. Dolayısıyla her Müslümanın en önemli meselesi kabre imanlı girmek ise en birinci meselesi de içinde bulunduğu asrın imamı müceddidi kim ise onu bulup reçetesine ulaşıp o ilaçları kullanarak imanını yenilemektir. Vesselam.