Tarafgirâne siyaset araya girince, hâlimiz

Avatar photoPosted by

Tarafgirâne siyaset araya girince, hâlimiz

Belde ve şahıs ismi vermeden bir hatırayı vesile ederek, tarafgirâne siyasetin, insanlarımızı nasıl kutuplaştırdığını nakletmek istiyorum.

Bütün gelenek ve göreneği ile ülkemi temsil eden bir Anadolu beldesindeyim, birkaç gündür. Bir vakit namazı sonrası o beldenin talebe ve garibanlarına yardımcı olmayı hedefleyen derneklerinin sohbet odasındayız, ısrarlı dâvetlerin sonunda.

Önceki tecrübelerime dayanarak, vakit namazı sonrası mümkün olduğu kadar bu nev’i dâvetleri kibarca kabul etmeyerek, tanıyanlara da araştırma ve çalışmalarımın çok vakit aldığını, bu sebeple mazuriyetimi rica edip, eve gidiyordum.

Onların bu misafirperver dâvetleri aslında memnun ediyor, huzur buluyor ve eğer zemin müsait olursa faydalı sohbetlere de vesile oluyordu. Çoğu zaman ana cadde üzerinde bulunan kahvelere herkes yerleşir, çayı bahane ederek muhabbet ederler. Bu kahvehâneler de dikkat ettim, kendi arasında gruplara ayrılmış. Birisi iktidar yanlısı, diğer ikisi muhalefete taraftar olanların daha çok gittikleri kahvehânelerdi.

Kahvehâne, orada “gave” olarak çok kısa bir şekilde telaffuz edilir ve özellikle her çeşit bilgi, ekonomi, siyaset ve kültürel alış verişin toplumsal şubesi idi. Misafirler orada ağırlanır, bir takım organizeler orada yapılır, doğumdan ölüme varıncaya haberler orada paylaşılırken, iktidar orada kurulur, hükümetler de orada yıkılır. Bir kademe daha ilerisi ise, uluslar arası ilişkilerin müzakere edilip, hükümlerin kesildiği merkezin gayr-ı resmi muhit alanlarıdır.

O gün, önceki âdetimin hilâfına mecburen kabul ettiğimiz bir meclisteyiz. Bulunanlar, beldenin ileri gelen ve tanınmış kişileri. Aramızdan birisine yönlendirilen sorular, nihayet siyasete geldi ve hangi partiye oy verdiği, soruldu. Cevap ne kadar makûl bir şekilde anlatılsa da diğerlerini memnun etmedi ve kınından sıyrılan kılıçların şakırtıları yükseldi. Farkındayım, çok keskin kelime kullandım ama inanın bu kelime bile yetersiz kaldı, o anı anlatmaya.

O kadar kutuplaştırıcı cümleler kullanıldı ki sormayın. Kendi partisine oy vermeyen dindar birisi, falan zındıktan da zararlı görüldüğü ifade edildi. Bu çok ürkütücü ve dehşet verici bir vakıadır.

İnsanlar arasında özellikle mü’minler arasında bozgunculuğa, parçalanmaya, ayrışmaya, kutuplaşmaya ve nihayetinde düşmanlığa sebep olan bu nev’i tarafgir hâller, çok ileri merhaleye gelmiş, maalesef.

Aynı yastığa baş koyan karı-kocayı, aynı karında yatan kardeşleri, aynı safta namaz kılan mü’minleri özetle insanımızı böylesine kutuplaştıran siyaset anlayışına binler nefrin. Bu kafa ile hareket eden; kendi siyasî tarafının iktidar olması ile kanaat etmez, muhalefeti yok etmek ister ya da pasifize. Bu da onu tatmin etmez, kafasındaki anlayışın gerçekleşmesi için mevcud hâllerden hiç birini makûl görmez, yeterli bulmaz ve sürekli değiştirmek ister ta ki kafasındaki hülya gerçekleşinceye kadar, o da mümkün mü?

Baskın ve her tarafa korkunun hâkim olduğu bir iktidar uygulaması, hürriyetin önünü keser, müstebit bir hayata mecbur kılar. Demokrasi bu tarzı kabul etmediği gibi demokratik değerler de bu anlayışta malzeme olarak kullanılır. Tarih, bunun örnekleri ile doludur.

Asayişi ihlâl etmeyen, birlik ve beraberliği sarsmayan farklı düşünce ve kanaatler, o toplum için birer fırsat iken bunun kıymeti iktisadî, ticarî, siyasî menfaate alet edilmesi çok acıtıcıdır.

Yaşanan ve tecrübe edilen acı hatıraların mutlaka ders vermesi gerekirken, yaşanmamışçasına tarihî hâdiseler tekrarlanır durur. Toplumun çimentosu vasfındaki değerler, eğer siyasete malzeme yapılırsa, o toplumu maddî ve manevî felaketler bekler.

Basiret, basiret, ah basiret…

Mehmet Çetin

26.08.2021 Doğanbey Beyşehir Konya

 

 

7 comments

  1. Mehmet Cansızoğlu’nun yorumu:
    Aynen katılıyorum. Sorun aslında derin bilgi sahibi olmadan eleştirmekten tepki gelince de suçlama moduna geçmekten kaynaklanıyor. Özeleştiri geleneği olmaması da tuzu biberi. Oysa amaç aynı ise sorun çözme odaklı her işte karşı fikirler ne kadar da değerlidir.

  2. Mehmet Emin Salbaş’ın yorumu:

    Allah razı olsun okudum abi bide bizim içimizde yer alıp sonra bizden ayrılanlar var bizle sanki hiç beraber olmamış bizi tanımıyor gibi davranıp konuşanlar sonrada hasta oldular mı bizden dua istiyorlar bu duruma ne dersin Çetin abi? Biz yine de duamızı yapıyoruz eksik etmiyoruz.

  3. Mustafa Balıkçı’nın yorumu:
    Abi, günümüzdeki yaşadığımız durumları çok güzel dile getirmişsiniz, Allah razı olsun

  4. Mustafa Sancakoğlu’nun yorumu:
    Mehmet abi yazınızı çok beğendim çok etkilendim çok münasip bir makale olmuş

  5. Hasan Hüseyin Çeşitçioğlu’nun yorumu
    Maalesef her yerde durum aynı. Siyaset ve şeytandan Allah’ a sığınma zamanı. Şimdi bu üstadın bu prensibi geçerli taa ılımlı normal zamana kadar.
    DP değil demokrat ortam savunulabilir..
    Kutsalla siyaset macun olmuş. İşte burda akıl mantık nizani!

  6. Av. Kadir Akbaş’ın yorumu:
    Allah razı olsun. Gayet güzel tespitler. Hassaten son paragraf önemli. Tarafgir bakış açısı maalesef cemaatimiz için de bugün ehemmiyetli bir handikap. İnşaallah mudavele-i efkarın bir nimet olduğunu idrak ederek müzakerelere devam edilir.

  7. İbrahim Seyhan’ın yorumu
    Okudum maalesef bu haldeyiz gençliğimizde aynı haltı bizim nesilde yaptı tc nin siyasi tarihi hep aynı!!! Hulusi abiye atfen anlatılır OY ATTIM GİTTİ Dermiş kime açıklamak yok!!!! Üstat şeytandan kaçtığı gibi siyasetten kaçıyor!!!! Vaesafa siyasetin içine bizim nesl-i gırtlana kadar sokanların hepsi KABRE gitti!!!! Onun için mümkün derece bir tek oyumuz var attım gitti demeye çalışıyoruz!!! TARAF DEĞİL TARAFGİR OLMAMAYA CALIŞIYORUZ!!!! TARAF OLMAKLA TARAFGİR Olmak farklı şeyler saygılar

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir