Vaziyet tahlili

Avatar photoPosted by

                                                                             Şahs-ı Manevî tahlilleri- 9

Çok zor bir dönemden geçiyoruz: Dünya ve memleket olarak arzî, semavî ve beşerî musîbetli ikazların arka arkaya gelmesi ile…

Mevcut siyasî, dinî, sivil toplum kuruluşları ve dahi diğer gruplara bakıldığında kendi içindeki iktidar kapma yüzünden olmadık kumpas ve entrikaların çevrilmesi ile…

İktidar olanların da muktedir olamamaları ile…

Afakta zuhur eden bu musîbetlerin kaynağı olan enfüsî âlemimizde ubudiyetin beslenme menbaı zühd ve takvanın dayanağı, ihlâsın mukavemeti olan okumak ve şuurla yaşamaktaki ihmalimiz ile…

Şûrâ Suresi’nin Otuzuncu Ayeti’nden anlaşılıyor ki: Bahsedilen dairelerde yaşananlar, beşer vasıtasıyla doğrudan ya da dolaylı dâvet edilen musîbetlerdir.[1]

Hâlimiz, geçmişin bir şekli ile şimdiye yansımasıdır ve esasen ders alınmadığının topyekûn resmidir. Toplumun hangi kesimine el atılırsa zahiren mutantan batınen kof…

Hakikaten, bizlere ne olmuş ki bu vaziyete düşmüşüz?

Yaşananlar, öncesi yaşanmışlardan yerine göre daha katmerli ve daha dehşetli; imkân ise, eskilerden daha fazla ama aksine musîbet de cezası da ziyadeleşiyor ve fakat buna bir çare olmalı.

Eskiden, ferdin yaptığı ferdî kalırken şimdi gelişmiş teknoloji ile cüz’î olan fiil, o alana girdiğinde hemen küllî oluyor. Dolayısıyla yapılan artık yapıldığı gibi kalmıyor, yürüyor gidiyor. Yakılan bir kıvılcımı söndürmeye, bir nefes yeter iken sonrasında bin nefes bile kifayetsiz oluyor.

Bu yangını söndürmeye bir nefesin yetmediği gerçeğinden hareketle nefeslerden müteşekkil büyük nefesi kuvvetlendirip, oradan alınan destek ile endişeli hâlden kurtulmamız kuvvetle ve ümitle muhtemeldir.

Nerede tökezledik, nerede yıkıldık ise oradan ayağa kalkmak gerek. “Cüzde bulunmayan, külde bulunur.”, kaidesine binaen, her fertte bulunmayan mukavemet, heyette bulunur. O hâlde heyete dâhil olmakla beraber kuvvet vermek de icab eder.

Muzafferiyetin çekirdeğinde elbette insan var ama nizamlı ve itaatli ferdî himmetin, isabetli ve dirayetli idarî gayretin olduğu da bir gerçektir.

Bu noktada şahsî her neyimiz var ise şahs-ı manevîye kanalize ederek; oradan ayağa kalkmalı, bütün ihtiyaç oradan temin edilmeli ve bütün sıkıntılar oradan karşılanmalıdır.

Nefsîleşme, dünyevileşme, rahata düşkünlük gibi sıralanan sebepler bugüne getirdi ise gevşemenin ilk halkasını yakalayıp, tamir ve tedavi ederek istikamete sokmanın yolu yine müşterek havuzdan geçmektedir. Camide kılınanı evde kılınanın üzerinde yirmi yedi kat fazla sevaba muhatap eden mana, rehberimiz olmalı.

Bu arayışları, şahs-ı manevî tahlilleri ile dile getirdik. Mevcud vaziyeti okumaya çalıştık. Okurken ibretli tespitleri, Nur Külliyatı’nda aradık. Bulduğumuzu, eksik ve kusurumuzla nakletmeye-inşaallah- gayret ettik. Elverir ki dualarınızın da yardım ve desteği ile yapılan şu tahliller küllîleşsin, şahs-ı manevîye dâhil olsun, inşaallah.

Bütün tahlillerimiz ve dahi bu makalemizde muradımız ümitsizlik değil vaziyet tahlili ile dikkat çekerek birlik ve beraberliğe, kardeşlik ve samimiyete, ümid ve ihyaya vesile olmaktır.

Allah, yâr ve yardımcımız olsun. İhtilâfı ittifaka tebdil eylesin, husumeti def, uhuvveti tesis ve takviye eylesin. Âmin.

Mehmet Çetin

11 Ağustos 2020 Yeni Foça İzmir

[1] “Başınıza gelen her musibet, sizin ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. Bununla beraber Allah, kusurlarınızın pek çoğunu da affeder.”

2 comments

  1. Sa inşallah bu yazı bizlere bir ikaz olurda Rahmeti ilahiyeye layık olacak işler yaparız

Sezer DİZMEN için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir