Telefonumun hafızasını dolduranadır bu yazı!

Avatar photoPosted by

Ayın ilk günlerinde, hafıza kapasitesi yüksek olmasına rağmen, telefonumun “Belleğinizde yer azaldı” ikazını iki ya da üçtür yaşıyorum. Daha geçen ay, bir hayli resimli-videolu paylaşımları silerek temizleme yapmıştım ama maalesef bu kadar dayandı. Özellikle başka yere değil sadece dâhil olduğum WhatsApp grubuna girerek geçen ayın yarısına kadar paylaşılan görsel ve videoları temizledim ki ekrandaki kırmızı ikaz siliniverdi. İki haftada ne kadar paylaşım olmuş ki neredeyse orta ölçekli bilgisayar kapasitesi hacimli belleğe sahip telefonun belleği dolmuş. Sonra işi gücü bırakıp o paylaşımları teker teker siliyorum.

Silme işi yaparken görüyorum ki pek çoğu farklı kişiler tarafından tekraren paylaşılmış hatta aynı kişi farklı günlerde aynı paylaşımı yapmış. Buradan da ne kadar dikkatli (!) bir paylaşımda bulunduğumuzu hazinâne gördüm.

Paylaşımı yapılanların; meslek ya da meşrep noktasından, genel prensipler zaviyesinde değerlendirilmeden- tabirimi mazur görün- gaza gelerek yapılan paylaşımın üzüntüsünü burada henüz bahsetmedim daha.

Normalinde hak hukuktan bahseden kişinin; gecenin istirahat vaktinde yaptığı paylaşımın bildirim sesi ile diğerlerin istirahatini bozarak ihlal ettiği hak ve hukuktan bile bahsedemedim.

Seviyenin azamî derecede korunmasına gayret edilen bir topluluktaki seviyeyi inciten paylaşımların yer alması ile gönlümüzün incindiğini buraya not almaya sıra bile gelmedi daha. Nazarın, dikkatin hedeften sapmasına sebep olan o paylaşımların iyilik zannı ile yapıldığını nasıl anlatayım diye dururken…

Her paylaşıma mutlaka cevap vermenin gereği olmadığını, bunun isbat-ı vücuda yaramadığını da bahsetmeye sıra gelmeden. Mademki paylaşım bu kadar önemli, bari kemâle vesile olsun, bir tık yukarıya çıkmaya vasıta olsun, diye diyemedim henüz.

Hele bir de şu Cuma, bayram ve kandil mesajları var ya, inanın maksadının üzerinde rahatsız ediyor ve yapılan bu paylaşımın perdenin öbür tarafındaki ticari yönü kimin cebine gittiğini de araştırmaya bile ihtiyaç hissetmeden sadece şunu demek isterim. Yüz elli tane paylaşım yapacağına- ki çoğu kopyala yapıştır cinsinden-o dostlarından beşini telefon ile ara! Ta ki sesini duysaydın daha samimi olmaz mıydı, diye şurada yazmak isterdim.

Hele bir de kalem erbabının, topluma fikir ve ufuk açan o münevver insanın, sosyal medyada uluorta paylaşımlarda bulunmasının hayal kırıklığı, ümid zaafı, güven sarsıntısı oluşturduğunu burada nasıl anlatsam acaba?

Bir kısım hassas ama muhakemede noksan insanların, kendince faydalı olduğunu düşündüğü şeyleri rasgele paylaşmasını mı bahsedeyim, yoksa müneccimvâri geleceği okurcasına bol ebced cifirli muhakemesiz değerlendirme görünümlü paylaşımları ile kafaları karıştırdığını mı, yoksa birilerine farkında olmadan zemin hazırladığını mı, bahsedeyim bilemedim!

Kimisi de tebliğ olsun diye satırlar dolusu metin paylaşımında bulunuyor. Buna da dört satırdan sonrasının okunmadığını nasıl anlatayım, derken aynı metnin başkaları tarafından tekrar tekrar geldiğinden işte hafıza-i telefonumu boş yere dolduruyor.

Link paylaşımı, yeni yeni oluşturulan gruplardan çıkma işlemleri, yazılarının izinsiz paylaşımı gibi paylaşımların burada bahsine de yer vermeyi düşünürken sütunun hafızasının dolduğunu düşünerek bahsetmeyeceğim bile

İfade tarzıma uymasa da şimdi sorabilir miyim? Telefonum, senin rahatsız ettiğin o paylaşımların yüzünden niçin dolsun be kardeşim? El-insaf!

Mehmet Çetin

06.04.2020 Yeni Foça İzmir

 

5 comments

  1. Abdurrahman Aydın’ın Yeni Asya’da köşemizdeki yorumu
    Abdurrahman AYDIN
    13.6.2020 02:28:54
    İhtiyaç duyulan bir konuyu seçip işlediğiniz için teşekkür ederiz. Telefonun internetini açasıya whatsappdan önümüze gereksiz bir yığın paylaşımın boca edilmesi, hele sık sık “BUNA DA BAK” dercesine aynı kişinin gönderi atması, gerçekten rahatsız edici. Bu görgüsüzlüğe bir isim bulunmuş mu, bilmiyorum ama ben buna “SOSYAL MEDYA GEVEZELİĞİ” diye isim koyuyorum.

  2. Bayram Omuzoğlu Ağabeyin sosyal medyadaki paylaşımı
    Mehmet Çetin kardeşim (elli yıllık dostluğumuz Hasanoğlan Öğretmen Okulu’ndan arkadaşlığımız vardır. Kendisi köşe yazarı olduğundan yazar&okur hukukumuz da vardır. Kardeşiz elhamdülillah)bu yazıyı sanki bana yazmış. Yanlışımı hatamı anladım. Mesajı aldım… Tüm dost ve tanıdıkların bilgisine… Haklarınızı helal ediniz. Allah’a emanet olunuz…

    Mehmet Çetin
    Aziz ve kıymetli Ağabey
    Bu yazımız, sizin de rahatsız olduğunuz maksadını aşan paylaşımlar hakkındadır. Şahıs hedef alınmamıştır. Ama siz bu paylaşımınızla; bazılarına, hatasını anlama ve bu noktadan olması gereken doğru davranışa örnek teşkil ettiği için tebrik ediyorum. Selam, hürmet ve dualarımla.

  3. Sayın Çetin ,
    Bendenizde haftada yani Cuma günleri bir sohbet yazısı yazardım, bu günlerde yazamaz oldum üzgünüm.
    Şimdi sizin de dikkat çektiğiniz üzere “Durum” denen bir sayfada her gün kısa yazılar yazıyorum. Okurlarımın sayısı en çok 20-25 kişidir. Evet ben de genelde gece yazarım, bu bende çocukluktan kalan alışkanlıktır. Çok haklısınız bu yazı paylaşıldığında kendim gibi uyanık olmadıklarını hiç aklıma getirmemiştim. Zira sizin ve diğer değerlerin ikazı beni de kendime getirdi. Bu zamana kadar kim bilir ne kadar kişileri rahatsız ettim. Mümkün olsa da bir hak helalliği istesek ve istiyorum da. Aracılığınız vasıtası ile bilen kardeşlerim lütfen haklarınızı helal ediniz.
    Sayın Çetin sizde lütfen helal ediniz.
    Selam ve dua ile kardeşim.
    ***
    Helâl olsun Ağabey!MÇ.

  4. Bir dönem öğretmenlik yaptığımız Erzurum Olur İlçesi eski kaymakamı Mustafa Tevfik Özbilgin Beyin yorumunu paylaşıyoruz:
    Sayın Mehmet Kardeşim
    Bana da aynı şekilde mesajlar geliyor her Cuma mesajını açtığımda mesajı öpüyor başıma koyuyor ayrıca “Hediyeleşin”, diyen Peygamber (asm) buyruğuna göre de ben de aynı şekilde cuma mesajını bazen yazılı bazen resim şeklinde cevaplıyorum.
    Gelelim telefon hafızası dolmasına, bu konu çetin bir mesele yapılmış.
    Din nasihatle kaimdir, buyruğuna göre aynı nasihatin tekrar gönderilmesinden memnun oluyoruz, bana göre mesajı gönderen sevap alıyor okuyan da.
    Telefon hafızasının dolduğu konusunda telefonuma mesaj geliyor akabinde maneviyattan sevap kesen de doldu, diye mesaj geliyor. Ben mesajları silmiyorum, haddime mi? Bişr-i Hafi gibi onları öpüyorum. Telefon hafızasını çoğaltıyor veya bilgisayara aktarıyorum. Böyle yapmamızın nedeni belki çocukken Üstad Bediüzzaman’ın, Sandıklı’ya Şekerci Rıfat Akşit Amca’nın dükkânında ellerini babamın öp demesi üzerine, öpmemdir
    Konu ile alâkalı bir hatıramı nakletmek istiyorum.
    Karaman Hacı Beyler Camii, Selçuklu eseridir
    Cami imamı olmadığından kapalı iken malûm zihniyet kütüphâne yapmış. Ben ziyaret ettiğimde kütüphâne yapılan tarihî caminin içine tuvalet yapılmış. Nedeni ise kız erkek tuvalet bahane ederek sık sık dışarı çıkmaları ve böylece dedikoduya meydan vermeleri nedeniyle tuvalet içeriye alınmış
    Ben bu durumu Konya Valisine aktardım. Karaman henüz il olmamıştı, Vali bana “Kütüphaneyi taşıyıp, Camiyi ibate açamam” dedi. Ben Valiye camiden kütüphanenin taşınıp caminin ibadete açılması için talimat vermesini istedim, Vali Bey “Daha önce Karamanlıların başvuruları üzerine senden önceki kaymakama yazdım başaramadı, sana da talimat yazayım.”, dedi. Talimat geldi, kiralık bir bina buldum, bina sahibine kira bedeli için maaşımı noterden temlik ettim. Kütüphâne taşındı, ancak taşıyan kamyonlar malûm zihniyet tarafından taşlandı. Cami ibadete açıldı malûm gazeteler beni hakaret yağmuruna tuttu.
    Bu arada o zaman Devlet Başkanı olan Kenan Evren Paşa, bana telgrafla kütüphaneyi eski yerine taşı, diye emir verdi. Ben emre uymadım. Vali öfkelendi.
    İdare mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi, uymadım.
    İlk işim Caminin içindeki tuvaleti yıkmak oldu. Tuvaleti yıktım diye tarihi esere zarar vermekten bana ve Müftü İlhan Uzun’a dava açıldı.
    28 Şubat yönetimi Hacı Beyler Camii dosyasını 10 yıl sonra yeniden açtılar.
    Bunları niye anlattım?
    Caminin içindeki tuvaletin yıkılıp cami ibadete açılırken Müftü ilhan Uzun, benden ibadete açılması için ‘olur’ aldı, ben ‘olur’u imzaladığımda Müftü Bey bana “Fatih Sultan Mehmet, nasıl Ayasofya’yı cami yaparak siz de Ayasofya’yı açmış gibi sevap kazandınız”, dediler.
    Karaman’dan bana yüzlerce CUMA mesajı geliyor “Allah razı olsun Senin ibadete açtığın Camide Cuma namazı kıldım.”, diye
    Mesajlara birde bu yönüyle bakmak lâzım, derim.
    Söz camiden açılmışken şu hatıramı da ekleyerek noktalayalım.
    İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenci iken Ayasofya Camiine gittim. Girerken ayakkabılarımı çıkardım. Elimde ayakkabı ile dolaşırken papaz kıyafetli ve boğazında haç takılı olan birisi bana burası cami değil, müze. Neden ayakkabını çıkarıyorsun, diye sorunca, “Ben buranın daha önce cami olduğunu biliyorum, ecdadım burada namaz kılmış. Ben onların secde ettiği yeri ayakkabıyla kirletmemek gerekir.”, dedim. Beni uzaktan, camiden ayrılıncaya kadar takip etti. Bu konu o zaman gazete haberi de olmuştu.
    Allah’a emanet ol.
    ***
    Muhterem Valimiz Mustafa Bey, Konya Vali Yardımcılığı görevinde iken ülkemizde ilk defa Cuma saatini öğle vaktindeki resmi tatiline denk gelecek şekilde ayarlayandır. Rabbim hayır ve hizmetlerini kabul eylesin. Sağlıklı uzun ömürler versin. MÇ.

  5. KOCAK HIDAYET 14 Haziran 2020 09:35
    Alıcı: Mehmet Çetin
    sevgili mehmet hoca hayirli sabahlar nasilsiniz iyimisiniz insallah iyisinizdir, almanyadayiz gelemedik bu sene ,bütün dünyayi perisan etti,allah belasini versin dedigimiz insanlara bela verdi ,verirken bizlere zarar verdi,hani derlerya kuru agac yanarken yas agaca da zarar verir,mehmet hoca yillardir ben de cok rahatsiz oldum cuma sohbetlerden her cuma silmek icin de ayri bir dert,,önceleri yazmadim ama simdi alistirdilar beni ,ve bekliyorlar ,eger cuma mesaji gelmezsse o zaman ariyorlar nerdesindiye,aslinda fazla da dert edinmemek gerek,merhaba nasilsin demek gibi oldu ,sadece gece yarisi gelenler mesajlar var onu da caresi var ,sesini kisiyorsun sessiz mesaj geliyor,seni hatirlasin da artik nasil olursa olsuna gelindi,alistik artik ,rahmetli özal demistiki chp liler alisirsiniz yavas yavas ,demisti ,hepinize selam ve sevgilerimle hayirli saglikli günler dilerim,

Mehmet Çetin için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir