Risale-i Nur’da piyango kelimesinin kullanımı 3

Avatar photoPosted by

İnsan, alışkanlığının esiridir.

Alışkanlıkların toplamı insanda âdeta ikinci bir yapısını ortaya koyar. Alışkanlık, şuur ile yapılmadığı için şuurlu hareketin körelticisidir. Bu gerçeklerden hareketle, toplumda piyango alışkanlığı yerleştirilip, insanlar o itiyadı şuursuzca sürdürürken, birinin, bu gidişata dikkat çekerek, onlara alışageldikleri davranışları içerisinden kurtarmak ve nihayet yaptığı kıyaslar ile uyanmasını sağlamak elbette toplum adına fevkalâde ehemmiyetli bir hizmettir. İşte, Risale-i Nur’da bu maksat ile piyango kelimesi kullanılmıştır.

Piyango, yapısı itibarı ile emek ile değil şans eseri kazanıma sahip eder. Bu noktadan insanda hatalı bir anlayışın yerleşmesine sebep olur. Alınan piyango biletine çıkan meblağ için hakikî olarak “Ben, bu parayı emek harcayarak kazandım” denilemez. Çıkan paranın, bilet alma emeğinin karşılığı olmadığını, vicdan ve akıl sahibi bilir. Dolayısıyla o para, bir ikramiyedir, o kadar. İşte bu ikramiye noktasından da piyango kelimesinin Risale-i Nur’da kullanımı söz konusudur.

On Üçüncü Söz’de geçen “mukadderat-ı beşer piyangosu” ifadesinde, bahsettiğimiz kullanımı görüyoruz. “Hazine-i ebediyenin ve saadet-i sermediyenin bileti ve vesikası olan iman” bileti ile “mukadderat-ı beşer piyangosu”ndan çıkan Cennet, bir ikram-ı İlâhîyedir.

İşte bu kullanımdaki piyangoyu, şans eserinin vesikası görmekten ziyade, o işletmenin/dairenin bir ikramından hareketle piyango kelimesinin; “mukadderat-ı beşer piyangosu”da Cennetin bir ikram olarak anlaşılması için kullanıldığı anlaşılır.

Hem piyango, tabiatı itibariyle herkese isabet etmez. Ancak mukadderat-ı beşer piyangosu”ndaki çekilişte, herkese, amele mukabil Cennet/Cehennem çıkar. Cehennem küfür ve isyan nev’inden amelin cinsinden bir ceza olduğu gibi iman ve salih amel ile yapılan ibadete karşılık Cennetin de bir bedel değil piyangodaki yüksek ikramiye gibidir ve sadece “fazl-i İlâhîye”dir.

İslâm âleminin hakikî bir tevekkül içerisinde değil, sonu gelmez hırsın azgın dalgaları arasında yuvarlandığı, görülen bir gerçektir. Emek vererek, alın teri ile kazanmak varken, hakka riayet etmesi gerekirken; rüşvet, hırsızlık, yolsuzluk, kumar, faiz, tembellik, toto, loto, piyango gibi vakıalar, toplumun resmidir. Bunların bir şekli ile hataları anlatılıp, akıllar ikna edilip, sakındırılması gerekir.

Piyango kumarını alışkanlık hâline getirmiş ve bu itiyat da toplum olarak teamül ile sürdürülürse istikbal tehlikede demektir. Uzaklardan lâf getirmenin bir anlamı yok, doğrudan bu cemiyetin içerisinden kullanarak onları bu kötü ve zararlı alışkanlıktan kurtarmanın çaresine bakmak icap eder. Yoksa o menfîleri reklâm için değil.

İnsanlara anlayacağı dilden, kullandıkları kelimelerle, uygulayageldikleri alışkanlıklarından, yedikleri ve içtiklerinden hülâsa kendi hayatlarındaki malzemelerden bahsetmek nebevî bir usûldür. Nur Külliyatı’nda, getirilen temsiller, kullanılan deyimler hep gerçek hayattan alınmış ve onlar ile insanlığa nasihate kullanılmış ve Bediüzzaman, aynı tarzı kullanarak piyango kelimesini eserlerinde istimal etmiştir.

İşte Meyve Risalesi’nin Birinci Meselesinden bir misal:

“Dördüncü Söz’de denildiği gibi, bin lira ikramiye kazancı için bin adam iştirak etmiş bir piyango kumarına yirmi dört lirasından beş on lirayı veren ve yirmi dörtten birisini ebedî bir mücevherat hazinesinin biletine vermeyen—hâlbuki dünyevî piyangoda o bin lirayı kazanmak ihtimali binden birdir; çünkü bin hissedar daha var—ve uhrevî mukadderat-ı beşer piyangosunda, hüsn-ü hâtimeye mazhar ehl-i iman için kazanç ihtimali binden dokuz yüz doksan dokuz olduğuna yüz yirmi dört bin enbiyanın ona dair ihbarını keşfle tasdik eden evliyadan ve asfiyadan had ve hesaba gelmez sâdık muhbirler haber verdikleri halde, evvelki piyangoya koşmak, ikincisinden kaçmak ne derece maslahata muhalif düşer, mukayese edilsin.”

Mehmet Çetin

05.10.2019 Bostanlı İzmir

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir