Liyakatsiz şeyhin vasıfları

Avatar photoPosted by

Şeyhlik taslamanın zararları üzerine bir değerlendirme-3

Liyakat, sadece yeterlilik olarak anlaşılırsa mana eksik kalır ki lâyık olma, ehil olma, uygun olma gibi ikmal edici manaları da saymak elzemdir. Liyakate sadık kalmayı ifade etmek de gerekir.

Liyakat, iddiasını öz nefsinde yaşatma ile mümkündür. Davasını özünde değil sözünde yaşayanların baskın olduğu bir devir, liyakatsizlerin cirit attığı, ehillerin ise sukut ettiği devirdir. Musîbetlere dâvet çıkaran devir…

“Def’-i mefasid, celb-i menafiden evlâdır.” , yani ifsad edeni def etmek, faydalı olanı anlatmaktan evlâdır, fehvasından hareketle işlenen konudaki mefasidin (ifsad edenin) “liyakatsizlik” olması hasebiyle liyakatin iyi anlaşılması için liyakatsizliği öncelikle izah ederek devam edelim.

Faydalı olanı tavsiye etmenin yolu, zararlı olan şeyin izahından geçer ki buradaki ölçü ise; zihni iğfal etmeye sebep olmadan, batılın tasviri yapılmadan o ifsadın anlaşılması için lüzumu kadarının izahı ile mümkündür.

Bediüzzaman’ın tespitleri ile liyakatsiz şeyhin vasıfları şunlardır:

-Başkalarını küçük görerek eleştirip, kendini büyük gösterir.

            -Başkalarından nefret ettirerek kendine ya da grubuna taraftar ettirir. Umumî manada birliği bozarak kendi grubunun içinde birlik sağlamaya çalışır.

            -Başkalarına düşmanlık hislerini tahrik ederek kendine muhabbeti sağlamaya çalışır. Bu sebeplerle gıybet eder, tarafgirlik yapar.

            -Ehil olmadığı için su-i istimale meyillidir ve yapar, göz yumar ve yaptırır.

            -Bid’alara müsamahakârdır ki bir kısım dalâlet ve bid’at fırkaların teşekkülüne sebebiyet verirler.

            -İhlâstan dem vurur ama riya ve şöhrete gizli zaafiyeti var.

            -Nefsin taraftarlığını terk etmez, zühde ciddî yanaşmaz, ruhsatla hareket eder, zaruretlere sığınır.

            -Sadâkat kisvesiyle inada,  müşavere kılıfıyla gıybete devam eder.

            -Din ile dünya avına gider.

            -Kötü bir lezzete, süflî hevese, hatalı içtihada ve en kötüsü de kendini meşayih zannetme hatasından bir türlü kurtulamaz.

            -Mehdi olma hevesindedir

            -Diğer şeyhleri inkâr eder.

            -Umuma hürriyeti tavsiye eder görünürken, istibdat ile saltanatını sürdürür, rüşvet ile avlar, vaatlerle kandırır.

            -Şeyhliğin, velayetin ve büyüklüğün gereği olan tevazu yerine kibri ve tahakkümü seçer.

            -Otoriter şahıslarla münasebetinde menfaatine göre hareket eder, menfaat için bir kısım siyasîlerle dirsek temasındadır.

            -Hîle ve cebir ya da rüşvet asıllı ikrâm kuvvetiyle etrafına topladığı tembel, menfaatperest, güdümlü ve dilenci kılıklı güruhu palazlandırır ve kullanır.

            -Cemiyete ve cemaate fedakârlık nakaratları ile göz boyar, milletin itimadını kötüye kullanır, ümitleri kırar.

Sıralanan ve sıralanabilecek pek çok kötü ve çirkin hâlleri mümkündür lâkin biz bunların bilinmesi ve bu hatalara düşülmemesi, düşenlere de kapılmamak için demini kaçırmadan ifade etmeye çalıştık.

Biz, prensip ve esasları tebliğ etmekle mükellefiz.

Allah, bizi sırat-ı müstakimden ayırmasın, âmin.

Mehmet Çetin

14.09.2020 Yeni Foça İzmir

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir