Güç Yetmez Teklifi Üzerine

Avatar photoPosted by

Na’büdü Mütalâaları-19

Bakara’nın son ayetinin ilk cümlesinde, gücümüzün üzerinde teklifin olmayacağı müjdesi verilir. “Allah, sizin için kolaylık murad eder, sizin için zorluk murad etmez.”[1]ile birbirini teyid eden bu ayetler, kulun güçlerini aşan fiil ve davranışlarla mükellef kılınmayacağını anlatır. Bu ayet Allah’ın din gönderme ve kanun koyma hikmetinin temelini oluşturmaktadır. Zira bu din ve kanuna muhatap olanların yapılan teklife güçlerinin yetmesi gerekir. Güç yetmeyecek teklifin yapılması hikmet, adalet, rahmet gibi sıfatlarına zıttır.

Teklif-i mâlâ yutak caiz midir, değil midir? konusu Kelâm âlimleri arasında uzun süre tartışılmıştır. Ehl-i Sünnete göre gücümüzün üzerinde teklif yoktur ve caiz değildir. Mutezile bu ayetin yorumunda ayrılarak şerli fiillerin yaratılmasında Allah’ı tenzih etme adına kulun fiilinin yaratılmasını kula verir. Böylece Allah’ın yaratma iradesine sınır getirerek, kaş yapayım derken göz çıkarır ve Ehl-i Sünnet’ten ayrılır.

Batıl şeylerin tasvirine temiz zihinleri ifsat etmeme adına girmeyerek Ehl-i Sünnetin bu konudaki görüşlerini Risâle-i Nur’dan anladığımız kadarıyla ifadeye çalışalım.

Genel mânâsı ile “emr-i bil maruf ve nehy-i anil münker”e tabi olmak bütünüyle ibadettir. Bir başka ifade ile Allah’ın yap dediklerini yapmak ve yapma dediklerini yapmamak en geniş ve genel mânâsı ile ibadettir. Biz de ubudiyetimiz gereği bu ibadeti yaparız.

Rabbimizin emirleri olan ibadetleri bize farz kılarken yapabileceğimiz, gücümüzün yetebileceği boyutuna indirdiğinden asla şüphemiz yoktur. Miraçta namazın elli vakitten beş vakte indirilmesi çok sırlarla beraber bizim yapabileceğimiz şekilde/vakitte olması bir misal değil midir? Keza Kur’an’da önceki kavimlere yüklenenlerin bize yüklenilmemesi[2] şeklindeki dualar bunun başka bir ifadesidir.

“O halde gücünüz yettiği kadar Allah’tan sakının, (nasihatlerini) dinleyin, emirlerine (itaat) edin ve kendiniz için bir hayır olarak (Allah) yolunda sarf edin.”[3] ayeti bize hem imdat ve hem ışık olmakta.

Bediüzzaman Hazretlerinin Külliyatında, hayatı değerlendirdiği “Hem madem”li kıyaslamalarının nebaen ettiği[4] bu “Lâ yukellifullahu nefsen illâ vus’aha”Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden başka yük yüklemez.” buyrulmaktadır.

Dinin en genel ve geniş özelliği kolaylık olmasıdır.“Kolaylaştırın güçleştirmeyin” hadisi bu istikameti göstermektedir. İslâm’ın beş şartının durumu müsait olanlara göre hüküm alması bu cümledendir. Farz-ı kifayenin değerlendirmesine bu noktadan bakmak gerekir. Evet,.dindeki ruhsatlara bu açıdan bakmak gerekir.

Dolayısıyla bu ayet, Allah’ın din gönderme ve kanun koyma hikmetinin en büyük temelini özetlemiştir.[5]

Ne tarafından bakarsak bakalım; teklif-i mâlâ yutâk caiz değildir. İnsana gücünün üzerinde bir teklifin yapılması imtihan iradesinin hikmetine, adaletin hikmetine, rahmetin hikmetine zıttır.

Aklın yolu da budur.

Mehmet Çetin

18.10.2012.Çiftehavuzlar-Çiğli-İzmir


[1] Bakara 185; Hac 78

[2] Bakara 286

[3] Teğâbün 16

[4] Mektubat, 119

[5] Elmalılı, c. 2, sh. 353

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir